Bakış ve görüş açıları değişken ve görecelidir. Herkesin bakış açısı farklı ve kendine göredir. Bu yüzden her bakış açısı , doğru değildir. Tüm duygu , düşünce ve davranışlarımızın altında; nesne, olay ve durumları algılama , yorumlama ,değerlendirme şekilleri ve onlara yüklediğimiz anlam yatmaktadır. Her şey , önce düşünceyle başlar ; sonra eyleme dönüşür. Düşünceler, duyguları ortaya çıkarır. Duygular, düşüncelerin sonucudur. Düşünceler, duyguları; duygular da davranışları belirler ve ortaya çıkarır. Düşüncelerini bilinçli ve iradeli olarak kontrol eden, duygu ve davranışlarını da kontrol eder. Bu şekilde yaşamını denetler ve onu yönlendirir. Düşüncelerimiz , duygu⇴⇔↧
ve davranışlarımızı; bakış ve görüş açımız, yaşamımızı belirler ve yönlendirir.
İnsanları rahatsız eden ve inciten; karşılaştığı nesne, olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleridir. Başka bir deyişle, bakış ve görüş açılarıdır. Bilinçli , mutlu veya bilinçsiz mutsuz yaşamı, bakış ve görüş açısı belirler. Negatif ve kötümser bakış açısı, insanı mutsuz ve rahatsız eder ve gereksiz yere acı çekmesine neden olur. Bazı insanlar, Küçük ve zararsız bir böcek karşısında bile, neden paniğe kapılır? Verilen örnekte, böcek nötrdür. Zararlı ve tehlikeli olan o değil, insanın içinde bulunduğu olumsuz ve kötü psikolojik durum ve bakış açısıdır. Fobi ( aşırı korku), gerçek tehlikeden daha zararlıdır! Bireylerin; duygu, düşünce ve davranışlarını, yaşadıkları olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlamlandırma şekilleri etkilemektedir. Aynı nesne, olay veya durumu iki insan; birbirine tamamen zıt ( karşıt) olarak algılayabilir. Birini aşırı derecede rahatsız ederken, ötekini hiç etkilemeyebilir! " Birisi için düş olan, bir başkası için düş kırıklığı olabilir." sözüyle, anlatılmak istenen de budur. Bazıları pireyi deve yapar. Önemsiz bir olayı büyütür, basit bir şeyi çok önemliymiş gibi gösterirler. Olaylar karşısında , aşırı ve abartılı duyarlılık tepkileri göstermek ; genel sağlığı tehdit eder.
ve davranışlarımızı; bakış ve görüş açımız, yaşamımızı belirler ve yönlendirir.
İnsanları rahatsız eden ve inciten; karşılaştığı nesne, olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleridir. Başka bir deyişle, bakış ve görüş açılarıdır. Bilinçli , mutlu veya bilinçsiz mutsuz yaşamı, bakış ve görüş açısı belirler. Negatif ve kötümser bakış açısı, insanı mutsuz ve rahatsız eder ve gereksiz yere acı çekmesine neden olur. Bazı insanlar, Küçük ve zararsız bir böcek karşısında bile, neden paniğe kapılır? Verilen örnekte, böcek nötrdür. Zararlı ve tehlikeli olan o değil, insanın içinde bulunduğu olumsuz ve kötü psikolojik durum ve bakış açısıdır. Fobi ( aşırı korku), gerçek tehlikeden daha zararlıdır! Bireylerin; duygu, düşünce ve davranışlarını, yaşadıkları olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlamlandırma şekilleri etkilemektedir. Aynı nesne, olay veya durumu iki insan; birbirine tamamen zıt ( karşıt) olarak algılayabilir. Birini aşırı derecede rahatsız ederken, ötekini hiç etkilemeyebilir! " Birisi için düş olan, bir başkası için düş kırıklığı olabilir." sözüyle, anlatılmak istenen de budur. Bazıları pireyi deve yapar. Önemsiz bir olayı büyütür, basit bir şeyi çok önemliymiş gibi gösterirler. Olaylar karşısında , aşırı ve abartılı duyarlılık tepkileri göstermek ; genel sağlığı tehdit eder.
- Evrende, her şey etkileşim halindedir. Vücut ve zihin arasında iletişim ( etkileşim) olduğu gibi duygu, düşünce ve davranışlar arasında da etkileşim vardır. İnsan; vücudu, kafası, düşünceleri, duyguları , davranışları ve psikolojisiyle; özetle, her yönüyle tam bir bütündür. Bütün, kendisini oluşturan parçaların toplamından daha farklı , daha büyük ve daha güçlüdür. İnsanların, mutlu, başarılı ve sağlıklı olmalarını engelleyen; negatif ve kötümser bakış ve görüş açısını , pozitif ve iyimser bakış ve görüş açısıyla değiştirmek için yeterli çaba harcamak gerekir. Olumsuz ve yanlış öğrenme durumlarını söndürerek, olumlu ve doğru olanlarla değiştirebiliriz. Tam bir bütünlük ve uyum içinde, çatışma ve sorun çözmeye ; bilinçli farkındalıkla odaklanmak, amaç ve hedefe yönelik motivasyon sağlamak gereklidir. Biz, çare ve çözüm üretecek güçlere ve kapasiteye sahibiz. Bu bağlamda, " Eşeklikten kurtuluş " öyküsünü anlatayım: Köyün birinde, eşekler kötü semer yapan semerciden hiç memnun değilmiş. Yaptığı semerler, onların sırtını yaralıyor; kan revan içinde bırakıyormuş. " Semercinin bir an önce ölmesi için dua ediyorlarmış. Günün birinde, semerci ölmüş. Köyün tüm eşekleri ve henüz semer vurulmamış sıpalar, harmanda toplanmış; bayram yapmışlar. Neşe ve keyif içinde anırmaya, çifte atmaya başlamışlar. Ölenin yerine yeni bir semerci seçilmiş. Ancak onun yaptığı semerler de , kötü ve kalitesizmiş. Öykü bu ya, eşekler rahatlayacakları yerde; daha da rahatsız olmuş. Çektikleri acılar artmış, yaraları derinleşmiş! Kurtuluş için yine dua etmeyi seçmişler. "Dua edelim, bu da bir an önce ölsün ki kurtulalım."demişler. Yıllarca, eşek ve katırlara semer yapan usta da ölmüş "Semerci öldü ondan da kurtulduk. Artık asla semer yapamayacak." demişler. Harmandaki gürültü patırtıyı duyan ihtiyar eşek, oraya gelmiş. Keyifle anıran, eğlenen ve çifte atan eşek sürüsüne seslenmiş. Bir an için herkes susmuş. Behey aptallar, bu gürültü patırtıyı niçin yapıyorsunuz? diye sormuş. Hep beraber cevap vermişler: " Semerci öldü, ondan kurtulduk. Bu yüzden bayram yapıyoruz." demişler. " Aslında, ağlayacağınız halinize gülüyorsunuz. Siz eşek olduktan sonra, nasıl olsa size birer semer uydururlar. Usta semercinin ölümüne sevineceğinize, onun yerine gelecek acemi semerciyi düşünerek ağlayın. Onun semerleri, sırtlarınızda derin yaralar açacak; sizi inim inim inletecek! En iyisi, sizi eşeklikten kurtarması için Allah'a dua etmek , önlem almak ve çaba harcamak." demiş. Bu sözler, nihayet eşek sürüsünü uyandırmış. Gerçek kurtuluş yolunun, semercilerin değişmesi değil ; eşeklikten kurtuluş olduğuna karar vermişler. Bundan sonra toplanıp semercilerden değil, eşeklikten kurtulmak için hep birlikte dua etmiş ve çaba harcamışlar. Acaba kurtulmuşlar mı? ⥅ Cevap, siz değerli okuyucularındır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder