23 Ağustos 2017 Çarşamba

BAKIŞ VE GÖRÜŞ AÇISI

     Bakış açısı ; görüş açısıyla aynı anlamda kullanılabilir. Bir konu, olay,durum veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, açılım (perspektif). Görüş açısı deyimi, bir sorunu, konuyu veya düşünceyi  değerlendirme biçimi  anlamına gelir. Başka bir deyişle; herhangi bir şeye bakış yöntemi, onu değerlendirme ve anlam yükleme biçimi denilebilir. 
     Bakış  ve görüş açıları değişken ve görecelidir.  Herkesin bakış açısı farklı ve kendine göredir.  Bu yüzden her bakış açısı , doğru değildir. Tüm duygu , düşünce ve davranışlarımızın altında; nesne, olay ve durumları algılama , yorumlama ,değerlendirme şekilleri  ve onlara yüklediğimiz anlam yatmaktadır. Her şey , önce düşünceyle başlar ; sonra eyleme dönüşür. Düşünceler, duyguları ortaya çıkarır. Duygular, düşüncelerin sonucudur. Düşünceler, duyguları; duygular da davranışları  belirler ve ortaya çıkarır. Düşüncelerini bilinçli ve iradeli olarak kontrol eden, duygu ve davranışlarını da kontrol eder. Bu şekilde yaşamını denetler ve onu yönlendirir. Düşüncelerimiz , duygu⇴⇔↧
 ve davranışlarımızı; bakış ve görüş açımız,  yaşamımızı belirler ve yönlendirir. 
     İnsanları rahatsız eden ve inciten; karşılaştığı nesne, olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleridir. Başka  bir deyişle,  bakış ve görüş açılarıdır. Bilinçli , mutlu veya bilinçsiz mutsuz yaşamı, bakış ve görüş açısı belirler. Negatif ve kötümser bakış açısı, insanı mutsuz  ve rahatsız eder ve gereksiz yere acı çekmesine neden olur. Bazı insanlar, Küçük ve zararsız bir böcek karşısında bile, neden paniğe kapılır?  Verilen örnekte, böcek nötrdür. Zararlı ve tehlikeli olan o değil, insanın içinde bulunduğu   olumsuz ve kötü psikolojik durum ve bakış açısıdır. Fobi ( aşırı korku), gerçek tehlikeden daha zararlıdır! Bireylerin; duygu, düşünce ve davranışlarını, yaşadıkları olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlamlandırma  şekilleri etkilemektedir. Aynı nesne, olay veya durumu iki insan; birbirine tamamen zıt ( karşıt) olarak algılayabilir. Birini aşırı derecede rahatsız ederken, ötekini hiç etkilemeyebilir! " Birisi için düş olan, bir başkası için  düş kırıklığı olabilir." sözüyle, anlatılmak istenen de  budur. Bazıları  pireyi deve yapar. Önemsiz bir olayı büyütür, basit bir şeyi çok önemliymiş gibi  gösterirler. Olaylar karşısında , aşırı ve abartılı duyarlılık tepkileri göstermek ; genel sağlığı tehdit eder.

  •      Evrende, her şey etkileşim halindedir. Vücut ve zihin arasında iletişim ( etkileşim) olduğu gibi duygu, düşünce ve davranışlar arasında da etkileşim vardır. İnsan; vücudu, kafası, düşünceleri, duyguları , davranışları ve psikolojisiyle; özetle,  her yönüyle tam bir bütündür. Bütün, kendisini oluşturan parçaların  toplamından daha farklı , daha büyük ve daha güçlüdür. İnsanların, mutlu, başarılı ve sağlıklı olmalarını  engelleyen; negatif ve kötümser bakış ve görüş açısını , pozitif ve iyimser bakış ve görüş açısıyla değiştirmek için  yeterli çaba harcamak gerekir. Olumsuz ve yanlış  öğrenme durumlarını söndürerek, olumlu ve doğru  olanlarla  değiştirebiliriz. Tam bir bütünlük ve uyum içinde, çatışma ve sorun çözmeye ; bilinçli farkındalıkla odaklanmak, amaç ve hedefe yönelik motivasyon sağlamak gereklidir. Biz, çare ve çözüm üretecek güçlere ve kapasiteye sahibiz. Bu bağlamda, " Eşeklikten kurtuluş " öyküsünü anlatayım: Köyün birinde, eşekler kötü semer yapan semerciden  hiç  memnun değilmiş. Yaptığı semerler, onların sırtını yaralıyor; kan revan içinde bırakıyormuş. "  Semercinin bir an önce ölmesi için dua ediyorlarmış. Günün birinde, semerci ölmüş. Köyün tüm eşekleri  ve henüz semer vurulmamış sıpalar, harmanda toplanmış; bayram yapmışlar. Neşe ve keyif içinde anırmaya, çifte atmaya başlamışlar. Ölenin yerine yeni bir semerci seçilmiş. Ancak onun yaptığı semerler de , kötü ve kalitesizmiş. Öykü bu ya, eşekler rahatlayacakları yerde; daha da rahatsız olmuş. Çektikleri acılar artmış, yaraları derinleşmiş! Kurtuluş için yine  dua etmeyi seçmişler. "Dua edelim, bu da bir an önce ölsün ki kurtulalım."demişler. Yıllarca, eşek ve katırlara semer yapan  usta da ölmüş "Semerci öldü ondan da kurtulduk. Artık asla semer yapamayacak." demişler. Harmandaki gürültü patırtıyı duyan ihtiyar eşek, oraya gelmiş. Keyifle anıran, eğlenen ve çifte atan eşek sürüsüne seslenmiş. Bir an için herkes susmuş. Behey aptallar, bu gürültü patırtıyı niçin yapıyorsunuz? diye sormuş. Hep beraber cevap vermişler: " Semerci öldü, ondan kurtulduk. Bu yüzden bayram yapıyoruz." demişler. " Aslında, ağlayacağınız halinize gülüyorsunuz. Siz eşek olduktan sonra, nasıl olsa size birer semer uydururlar. Usta semercinin ölümüne sevineceğinize, onun yerine gelecek acemi semerciyi  düşünerek ağlayın. Onun semerleri, sırtlarınızda derin yaralar açacak; sizi inim inim inletecek! En iyisi, sizi eşeklikten kurtarması için  Allah'a dua etmek , önlem almak  ve çaba harcamak." demiş. Bu sözler, nihayet  eşek sürüsünü uyandırmış.  Gerçek kurtuluş yolunun,  semercilerin değişmesi değil ; eşeklikten kurtuluş olduğuna karar vermişler.  Bundan sonra toplanıp semercilerden değil,  eşeklikten kurtulmak için hep birlikte  dua etmiş ve çaba harcamışlar.  Acaba kurtulmuşlar mı? ⥅ Cevap, siz  değerli okuyucularındır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder