26 Eylül 2017 Salı

DERS ÇIKARILACAK NESNE VE OLAYLAR


  •                                            TOPLAMA  [ ⊞ ]
  • Öğretmen, matematik dersinde toplama konusunu işliyordu. - Çocuklar, aynı cinsten ve birbirine benzeyen şeyler toplanır; farklı cinsten ve birbirine benzemeyen maddeler  toplanmaz. Örnek olarak, 15 armutla 20 elma toplanmaz. Diyelim ki topladık, sonuç nedir? 35 armut mu , yoksa 35 elma mı?
  • Küçük Emre, parmak kaldırıp söz aldı:  - Bizim dükkanda toplanır, öğretmenim. - Bu nasıl olur Emre? - Çok kolay, öğretmenim; bir kilo sütle bir kilo suyu toplarsak , iki kilo süt eder.
      
          KOCAMIŞ  ASLAN

  •        Ormandaki hayvanları , tir tir titreten arslan ; ömrünün sonlarında çok güçsüz düşmüştü. Bütün eski köleleri, başına üşüşmüştü. Yararlanarak onun düşkünlük ve zayıflığından. At , ona yaklaşıp okkalı birkaç  çifte savurdu. Bir yılan gelip onu soktu, kurt yaraladı, öküz birkaç boynuz vurdu. Zavallı arslan, dertli, üzgün, bitkin ve perişan bir durumda; sonunu bekliyordu, ses bile çıkarmadan. Sineklerden bile, kendini koruyamıyordu. Bir de baktı ki , eşek de anırarak geliyor; dağın beyi, doğrularak dedi ki görünce bu eşeği:  "Yok artık! Bu kadar da olmaz. Doğrusu artık yeter. Ben ölmeye razıyım, bu ölümden de beter." ⇛ Ne buldum dememeli, ne bulacağım demeli; Ne gördüm dememeli, ne göreceğim demeli . Geleceğin neler getireceği  bilinmez; Ne oldum Dememeli, Ne Olacağım Demeli . " Aslan bile kendini sineklerden korumak zorundadır."
         CESARET NEDİR


  •  ☺[ + ] Öğretmen, sınıfta öğrencilerine " cesaret nedir? " sorusunu sorar.  "Herkes, bu konuda ne düşündüğünü söylesin" diye ekler. Arka sırada oturan bir öğrenci, parmak kaldırır. Öğretmen söz verir ve yanıtlamasını söyler. Çocuk, kendinden emin bir şekilde  şöyle yanıtlar: - Cesaret, bir şey bilmediği halde biliyormuş gibi yapıp;  parmak kaldırmaya denir, öğretmenim.

  •  Güzel   Sözler :  Kışa dayanamayanlar, ilk baharı göremezler. 
  •   Çözümde görev almayan, sorunun bir parçası olur.
     Büyük olmak iyidir ama adam olmak ve adam kalmak daha iyidir.
     Yaşamınızdan memnun değilseniz, düşüncelerinizi ( bakış açınızı)  değiştiriniz. Kendi durumundan memnun olmayan insan, mutlu olamaz.
     Uzaktan cesur olmak kolaydır. Gerçek cesaret, tehlike karşısında görülür. Cesaret ölmekle değil, yaşamakla ölçülür. Cesaretin dozunu iyi ayarlamak gerekir. Cesaret ve ümidini kaybeden, her şeyini kaybetmiş demektir !
     Başarıya ulaşamayanların yüzde doksanı  yenilgiye uğramamış, sadece pes etmiştir.
 Olgun adam, kendi mutluluğunun mimarıdır. 
 Sabır acıdır ama meyvesi tatlıdır. 

25 Eylül 2017 Pazartesi

JEAN DE LA FONTAİNE ( JAN DÖ LA FONTEN )

  •     1621 ( 17. yy ) yılında doğmuş bir Fransız ozanıdır.Babası, bir devlet memurudur. Çocukluğu, dağ ve kırlarda geçmiştir. Belki de masal konularını hep hayvanlar arasında geçen olaylardan seçmesinin nedeni budur. Fakat bu durum, Fransız eleştirmenlerinin; her olayı başka birine bağlama çabalarının bir sonucu da olabilir. Doğru dürüst okuyamamış, memur olmuş, evlenmiştir. Özgürlük ve bağımsızlığı çok severmiş. Savruk bir hayat yaşamasına rağmen, çok çalışıp çok eser bırakmıştır.  Bir hayli para sıkıntısı çektiği halde, kral xıv. Lui'ye dalkavukluk etmemiştir. Nihayet 1695 yılında ölmüştür. Masallarının çoğunu, Aesopus (Ezop)  adlı eski bir Yunan öykücüsünden almıştır. Bunlara ne masal ne de öykü demek doğrudur. Fransızca " fable - fabl " denir. Hayvan ve cansız varlıkları insan gibi konuşturarak, ders vermek amacıyla yazılmış yazılara fabl denir. Her masal veya şiir, çok anlamlı ve düşündürücü bir ibret dersi vermektedir. Bunların taşıdıkları kıssadan hisseleri, çocukların  bulmalarına  yardım edilebilir.  Birer hazine sayılan, La Fonten masallarından yararlanmak gerekir. Bunlar eğiticidir. Örnek vermeden önce, şu tekerlemeyi okumanızı istiyorum  : ⇢  Bir varmış, bir yokmuş. Allah'ın kulu çokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde. Deve tellal, horoz imam, fil berber iken. Var varanın, sür sürenin. Baykuşu çoktur viranenin. Destursuz bağa girenin ...Hak dost, veli dost. Dedemden kaldı bir eski post. Kasap olsam  sallayamam satırı, nalbant olsam nallayamam katırı, hamamcı olsam dost ahbap hatırı...Doğru kelam, bir gün başıma yıkıldı hamam. Düşündüm taşındım, tatlı tatlı kaşındım. Dağ başı bulutlu, benim gönlüm umutlu. Az gittik uz gittik, dere tepe düz gittik. Altı ay bir güz gittik. Uzun yolu ve sözü uzatmayalım, masalımıza başlayalım. ⟴     ⟺  HASTA  ADAM  VE  ÇOCUKLARI 
  • ⇶· Birlik ve bütünlükten kuvvet doğar. Tek başına kalan ve bilinçli olarak kontrol edilemeyen bir güç, zamanla güçsüzleşir. Kuvvetler, daha güçlü olmak için bir araya gelmelidir. Dinleyin, bu konuda  Ezop'un söylediklerini! Onunkilere eklersen düşüncelerimi, güçlerimizi birleştirmek için yaparım bunu; Ezop'la yarışmak, gelmez aklıma, Böyle bir şeyi düşünmem asla. Kimisi, ün kazanmak için ekler, yazdıklarından onur bekler. Bana göre değil böyle şeyler. Gelelim biz masalımıza, Oğullarının, güçlerini  birleştirmeye çalışan yaşlıya. Ölüm yatağında bir baba, öğüt vermiş oğullarına: Şu birbirine bağlı okları, * kırmayı deneyin* demiş. "  Ondan sonra kuracağım aradaki bağlantıyı." Büyük oğul denemiş, kıramadan geri vermiş. Ortanca da yapamamış. En küçük de parçalamaya uğraşmış, ama boşuna, oklar kırılmamış. " Ah, sizi güçsüzler " demiş baba, " Gelin göstereyim, neler yapabilir benim kuvvetim." Çocuklar gülmüşler." Babamız bizimle alay ediyor " diye düşünmüşler. Yaşlı adam, ipleri keserek ayırmış okları;  tek tek onları kırmış. Harcamadan fazla bir kuvvet. " Görüyorsunuz işte" demiş, birlik ve beraberliğin gücünü! Bağlı kalınız birbirinize, kardeş sevgisiyle." Hastalığı boyunca, başka söz söylememiş bir daha. Sonunda  öleceğini bilmiş :  " Sevgili çocuklarım " demiş, " Atalarımızın yanına gidiyorum; Hoşça kalın, söz verin bana kardeşçe yaşayacağınıza. Bu iyiliği yapın ölen babanıza." Ağlaşan çocuklar söz vermiş hep bir ağızdan. Babaları hayata gözlerini yummuş, göçüp gitmiş dünyadan. Oldukça büyük bir mirasa konmuş oğullar, ama bir hayli karmaşıkmış çözümlenecek davalar. Bir komşu mahkemeye başvurmuş, bir alacaklı arkalarından koşmuş; Bizim üçlü becermiş işleri ilk başta, fakat araları açılmış zamanla. Kanları birmiş ama, çıkar çatışmaları zarar vermiş onlara. Açgözlülük, aşırı kıskançlık bir yandan, davacılar öbür taraftan.  Gelmişler arka arkaya, aynı zamanda. Kardeşlerden biri paylaşmak isterken, diğeri diretmiş, üçüncüsü aldatmacaya gitmiş: Yargıç, yüz suçtan ceza vermiş onlara. Komşuları ve alacaklılar da, birikmiş kapılarında. Kardeşler ayrılmış, düşünceler uyuşamamış. Biri anlaşmak isterken diğeri tam tersini yapmış. Her şeylerini yitirdikten sonra, Bağlı durdukça, Okların kırılamayacağını hatırlamışlar, Ama çok geç kalmışlar ! …‖
     Akıllı insan, sonucun ne olacağını baştan tahmin eder; akıl, mantık, zeka ve iradesini kullanır; aldanmadan  ölçer, biçer, iyi düşünür ve ona göre davranır. " Tehlikeden kaçamayan, onu cesaretle  göğüslemeyi bilmelidir. Gerçek cesaret, tehlike karşısında görülür."  La FONTAİNE

23 Eylül 2017 Cumartesi

ÇOK YÖNLÜ BİR EĞİTMEN

      İnsanı eğitebilmek için onu, tam bir bütün olarak her yönüyle iyi tanımak gerekir. Yaşam boyu eğitim ve öğrenme, bütüncül bir yaklaşımla; tüm eğitim ve öğretim plan  ve etkinliklerini, bir tek programda toplar. Yaşam boyu öğrenme süreci, okul hayatıyla sınırlı değildir. Bütün öğrenme ve eğitim şekillerini kapsar. Bu  doğumdan ölüme kadar  devam eden bir süreçtir. Bunu süreklilik ilkesiyle açıklayabiliriz. Kendi kendine öğrenme, bir yaşam felsefesi olarak bu sürecin bir öğesidir.  Hayat okulunda, Öğrenmenin yaşı yoktur.  Yaşam boyu eğitim, yetişkinlerin gizil güç ve yeteneklerini, potansiyel ve yeterliliklerini;  bilgi, beceri ve niteliklerini  geliştirme ve kullanma olanakları sunar. Değişim, dönüşüm ve gelişimlere  uyum sağlamalarını amaçlar. Başöğretmen Mustafa Kemal ATATÜRK, kültür ve eğitimle ilgili bir öz deyişinde şöyle demektedir : " Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır ; ya da  esaret ve sefalete terk eder."  Nasrettin Hoca, bir bütün olarak insana bir şeyler öğretebilmek amacıyla; onu çeşitli yönleriyle inceler; gözlemler ve bildiklerini fıkralarında anlatır. O, insana her şeyden daha fazla değer ve önem verir. Sadece görmekle yetinmeyip, çözüm ve çare arayıp bulmaya da çalışır. İnsanın ihtiyaç duyduğu değerleri hatırlatır. İnsan davranışlarını olumlu ( istendik) ve iyi yönde, kalıcı olarak değiştirmeyi hedeflemiştir. O, çok yönlü bir halk eğitimi filozofudur. Güldürerek düşündüren fıkraları, eğitim ve öğretim aracı olarak kullanılmıştır.  Toplumun ilerlemesi için cehaletin yenilmesi, bilgisizlik ve bilinçsizliğin aşılması gereken engeller olduğunu bilir. Çünkü bilinçsiz ve bilgisiz insan, mantıklı düşünemez ve mutlu olamaz. Her şeye rağmen, hayat bilinçli yaşanmaya değer. Öğrenilen bilgilerin uygulanması gerektiğini  söylemiştir. İnsanın, yaptığı hataların farkına vararak onları düzeltmesi, yanlış davranışlarını değiştirmesi, onlardan ders alması ve tekrarını önlemesi üzerinde durur. İnsanlara bir şeyler öğretmek ve yardım etmek için, onların düzeylerine inmek ve anlayabilecekleri dili konuşmak gerekir. 
  •  Nasrettin Hocaya, " En zararlı hayvan hangisidir? "  diye sormuşlar. " İnsandır." diye yanıtlamış. Bunun nedenini soranlara, şu açıklamayı yapmış: Köpek, ekmeğini yediği adama ihanet etmez. Kurt, insanlardan uzak yerlerde yaşar; kendi türüne kötülük etmez. Yılan, kendisine dokunmayan insanı  sokmaz. Oysa, insan böyle değildir. O, kendisine iyilik edene bile kötülük yapar.İnanmazsanız sınayın. Siz, dünyada insan kadar kendi hemcinsine kötülük eden  bir varlık gördünüz mü?
  •     O, cahil ve bilinçsiz insanların ne kadar zararlı olabileceklerine, bütün vahşi hayvanlardan bile daha tehlikeli olabileceklerine dikkati çeker.

     ⇨  Bir gün, ölü gömmeye giderken, " Tabutun sağında mı, solunda mı durmak gerekir? Önünde mi yoksa arkasında mı gitmek iyidir? " diye tartışan  iki kişiye, hocanın verdiği cevap oldukça anlamlı ve düşündürücüdür: " Neden, hiç düşünmeden  boş yere tartışıyorsunuz? Tabutun içinde bulunmayın da , neresinde bulunursanız bulunun." demiştir. Tabutun içine girmektense, yaşam savaşında (ölümle savaş) dayanmak ve direnmek( sabır ) çok daha iyi değil midir ?
    Düne ve yarına takılıp kalmayı bırakın. Bugünü ve şu anı bilinçli yaşamaya, sağlıklı ve mutlu olmaya bakın. Yarını yaşama garantisi var mı? İleriye ümit ve cesaretle bakalım ! Olumlu, iyi, akılcı ve gerçekçi düşünün, hayal gücünüzü kullanın ve geliştirin. Bilinçli ve mantıklı tercihler yapın. Cesur, güçlü, sabırlı ve dayanıklı olun. Hayat, her şeye rağmen; güzeldir ve yaşanmaya değer.

9 Eylül 2017 Cumartesi

REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK

     Rehberlik : Bireyin kendini tanıması ve anlaması, sorun ve çatışma çözme gücü kazanması, kapasitesini  geliştirmesi ve yükseltmesi, mantıklı ve gerçekçi kararlar alması, çevresine sağlıklı ve dengeli uyum sağlaması ve böylece kendini (özünü) gerçekleştirebilmesi için ; uzmanlar tarafından yapılan düzenli 

sistematik psikolojik yardımlardır.  Adı ne olursa olsun, rehberlik hizmetleri sınıflandırılırken, ilke ve amaçlarının ortak olduğu; bütünün,  değişik bakış açılarından görüldüğü hatırlanmalıdır. İnsanların, aynı olay veya duruma ( manzaraya)  bakış açıları farklıdır. Her öğretmen, aynı zamanda bir rehber ve psikolojik danışmandır. Rehberlik hizmetleri çözüm ve çare arayıp bulma, durumu düzeltme anlayışıyla başlamıştır.     Psikolojik danışma ve rehberlik,[ ⥅] eğitim  ve  öğretimin  ayrılmaz parçalarıdır. Modern eğitim, bireyi her yönüyle tam bir bütün olarak ele alır. Ona, bilgiye ulaşma yollarını ve öğrenmeyi öğretir. Öğrenmeye bilinçli olarak tam odaklanan birey, başarısızlık tan korkmaz. Öğrenme, öğrencinin bilinçli ve etkili  çabası sonucunda gerçekleşir. Bu durumdaki bireyin , kendine güveni tam ve motivasyonu yüksektir. En iyi motivasyon kaynağı, kişinin kendisidir. Pozitif düşünmek ve iyimser olmak, öz güveni arttırır . Bireyin vücut ve akıl (ruh) sağlığı da bir bütündür. Amaçlar arasında, psikolojik ve bedensel sağlığı korumak vardır. Zihinsel sağlık ve tedavi ihtiyacı da , rehberliğin gelişimini etkileyen bir etmen olmuştur.  İnsan, sağlık alanında da , psikolojik yardıma ihtiyaç duymaktadır. Doktorun uyguladığı iyileştirme süreci ve tıp yardımı alma konusunda, bilinçlenmesi  ve bilgilenmesi; ona yapılacak rehberliğe bağlıdır. Hastanın yersiz ve mantıksız korku ve endişelerini yenmesi ve cesaretlendirilmesi ; akılcı ve gerçekçi olması için psikolojik yardım çok önemlidir. Koruyucu sağlık hizmetleri, çok büyük önem  taşımaktadır. Bu konularda başarılı sonuçlar almak, gerekli iş birliğinin yapılmasına ve geliştirilmesine bağlıdır. 
Bu hizmetlerin temelinde, birey vardır. Mesleğin odak noktası, insan faktörü ve onun ihtiyaçlarıdır. Rehberlik, planlı ve programlı ve örgütlenmiş şekilde yürütülen bir hizmettir.  Bireyin, tam bir bütün olarak her yönüyle gelişmesi; eğitim ve öğretim etkinliklerinden, bilinçli  ve etkili biçimde  yararlanabilmesi için; uygun ortam sağlamaya yönelik hizmetlerin tümüdür. Amaç: Bireyin bütün kapasitesini ve güçlerini, kendisi ve çevresi için en iyi ve en uygun  düzeyde geliştirmektir. Psikolojik danışmanın amacı : Bireyin olumsuz , mantıksız ve gerçek dışı davranışlarını; olumlu, akılcı ve gerçekçi davranışlarla, kalıcı ve sürekli  şekilde değiştirmektir. Aynı zamanda onun  mantıklı, akılcı ve gerçekçi davranışlar geliştirmesine; bilinçli olarak yardım edilir. Hangi rehberlik tekniği veya yöntemi uygulanırsa uygulansın, temel ilke ve kurallara uyulmadığı zaman; yapılan iş, rehberlik sayılmaz. Bu uzmanlık alanında başarılı olmak , temel ilkelere uymakla mümkündür. ⟹ Egitim  ⥅ Öğretim + Yönetim + Rehberlik + Psikolojik danışma

Eğitim ve öğretim hizmetleriyle birlikte, rehberlik ve psikolojik danışmadan en iyi şekilde yararlanılabilir. Bu hizmetler, insan yaşamının tüm dönemlerini kapsar. Eğitim ve öğretimde olduğu gibi, rehberlik ve psikolojik danışma hizmetlerinde de süreklilik esastır. En basit bir tanımla rehberlik, bireye yol göstermektir. Her türlü sorun ve çatışmayı çözen sihirli bir değnek değildir. Bireyi bilinçlendirme ve bilgilendirme hizmeti sunar ; gizil güç ve yeteneklerinin ortaya çıkmasını ve geliştirilmesini sağlar. Rehberlik ve psikolojik danışmada zorlama ve şiddet yoktur. Koruyucu ve önleyici rehberlik çalışmaları yürütülür. Önleyici rehberlik ; Olumsuz, kötü ve zararlı alışkanlık ve davranışlar; ortaya çıkmadan ve birey üzerinde negatif ( istenmedik ) sonuçları görülmeden önce , bunların önlenmesini ve engellenmesini amaçlar. Ortaya çıkmadan önce önlemek, ortaya çıktıktan sonra çözmekten daha önemli ve daha yararlıdır. Korumak, tedavi etmekten çok daha iyidir. İnsan, saygıdeğer bir varlıktır. Ona, olumsuz ( istenmedik) ve zararlı düşünce, duygu ve davranışlarıyla başa çıkması için gerekli ve yeterli psikolojik yardım ve destek sağlanabilir. Moral gücü yükseltilebilir, dayanma gücü arttırılabilir. Bu bağlamda, işini zevkle yapabilir; uyum sağlar ve sorunlarına çözüm bulur. Oto kontrol ( kendi kendini kontrol) , sorun ve çatışmalarını çözme becerilerini geliştirmek, amaçlar arasındadır. Empati kurmayı öğrenmek gerekir. Empatik anlayış, temel iletişim becerisidir. İnsan, bu şekilde karşısındaki kişiyi anlayabilir.

  • ↔ Kendini gerçekleştiren birey, her yeni güne keyifle başlar, kendi kendine yetebilen ve mutlu olan bir insandır. Yalnız kalabilme gücüne ve cesaretine sahiptir. Her birey, kendine özgü olduğundan, insanlar arasında bireysel farklar vardır. Her insanın ayrı bir dünyası vardır. 
  • Öğrencilerin bireysel farklılıklarını bilmek ve onları tanımak  gerekir. Psikolojik danışma ve rehberlik hizmetleri , uygulamalarında birçok işlevi bir arada yerine getirir. Yani verilen hizmetin; uyum sağlayıcı, yönlendirici , geliştirici, ayarlayıcı, önleyici ve tamamlayıcı nitelikleri vardır.
  • Birey, sorunlarını çözdüğü sürece; sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürdürebilir. Bu nedenle, uyum sağlayıcı ve önleyici  rehberliğe gereken önem verilmelidir. Amaç, bireyin sağlıklı, mutlu  ve başarılı olmasına yardım etmektir. Birey, davranışlarının dozunu ayarlayabilmeli, oto kontrol dediğimiz; kendi kendini bilinçli olarak kontrol altına alabilmelidir. Bunu başarabilmek çok önemlidir. Her gelişim evresinde, insan psikolojik yardım ve desteğe ihtiyaç duyar. Rehberlik ve psikolojik danışma ; bedensel, zihinsel, psikolojik, duygusal ve sosyal; her yönüyle, onun en üst düzeyde gelişmesine yardım eden bir hizmet ve uzmanlık alanıdır. Olumlu, iyi ve yararlı değişim, dönüşüm ve gelişimi hedefler; olumsuz, kötü ve zararlı değişim ve sonuçları önler. Rehberlik ve eğitimin amaç ve hedefleri aynıdır. Bireyi yenilgiye uğratan dünya görüşünü değiştirerek; daha gerçekçi, mantıklı, akılcı, hoşgörülü ve pozitif bir yaşam felsefesi kazanmasına yardım etmek gerekir. İnsan, yaşayan bir ölü olmaktan kurtulmayı ve gerçekten yaşamayı; bilinçli ve iradeli olarak tercih edebilir! Bu bağlamda, şunu da hatırlatmak istiyorum: Kendi kendine yardım etme bilinç, irade ve bilgisinden yoksun olana, hiç kimse yardım etmez! Bu durum içindeki biri de,  hiç kimseye yardım edemez. Öğrenciyi olumsuz ve kötü etkileyen koşulları, olumluya ve iyiye dönüştürmek çok önemlidir. Sonuç olarak akıllı insan,  kendi kendine yardım etme bilinç, irade ve azmiyle ; sağlıklı, mutlu ve başarılı bir yaşam sürebilir. Yaşarken ölmek yerine, doğru dürüst ve gerçekten bilinçli yaşamayı
  •   öğrenebilir. Hayatını dolu dolu yaşayabilir.
   ➦➧⍆⍇⍏⍐⍖⍗⇾⍅⍆⍇⍈⍏⍐⍖⍗⇿ ➤➥➦➧➨➩➪➫

5 Eylül 2017 Salı

" ŞİMDİ VE BURADA " EĞİTİMİ

 
     Ünlü filozof  Nietzche ( niçe), insanla inek arasındaki en büyük farkın ne olduğunu sorgularken; şu görüşü ileri sürmektedir: Bir inek geçmiş zamanın üzüntü ve pişmanlığını ; gelecek zamanın korku, endişe ve kaygılarını taşımadan içinde bulunduğu şimdiki zamanda (anda) nasıl yaşayacağını bilir. O anda ve orada mutlu olur. Herhangi bir korku, endişe ve kaygı duymadan  ve üzülmeden yaşamaktan zevk alır. Bunu bir inek yapabiliyorsa, insan neden yapamıyor? yapmaması için  neler  engel oluyor? Binlerce neden var, yaşamak için; Her günkü ölümü yenmek için ; Umudun ayak izinde, cesaretle ilerlemek ; Seni sevmenin mutluluğu için. İnsan, genelde o anda ve orada " şimdi ve burada " ; yaptığı işe tam bir bütün olarak odaklanamaz ve motivasyon sağlayamaz. Anı yaşamak ( carpe diem)  tam bir bütünlüktür. Vücuduyla orada fakat aklıyla başka yerdedir. Bir maymun gibi daldan dala atlar. Geçmiş zamanla gelecek zaman arasında , sürekli gider gelir.Bu arada, yaşaması gereken şu anı  yani şimdiyi kaybeder. Çoğu zaman, yediği yemeğin bile tadını alamaz. Belki de mutsuzluğunun  bir nedeni de budur. Mutlu olmanın formülü, şimdi ve burada olmak ve kendi kendine yetebilmektir. Şimdi ve burada bilinçli yaşamak yerine, yaşamamaktan ve Geçmiş ve gelecek zamanın kölesi olmaktan kendinizi kurtarın. Bir düşünüre göre: " Ne geçmiş zaman ne de gelecek zaman var, sadece sonsuz bir ŞİMDİ vardır." Bilinçli yaşamak bir tercihtir.  Acıları ve zevkleri, bilinçli ve iradeli olarak kontrol edebiliriz.Yalnızca bir tek hayatınız var. Şimdi değil de,  ölünce mi hayatını yaşayacak sın?  Burada değil de nerede yaşayacaksın? Zamanının ( her anın ) kıymetini bil ; şu anı farkındalıkla yaşa ve mutlu ol. Geçmiş ve geleceğin negatif ve kötü düşünce ve duygu  yüklerini  oradan oraya taşımaktan vazgeç. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zamanın son derece ağır psikolojik yüklerini birlikte taşımak ; en güçlü insanı bile çökertir. Hiç kimse, bu kadar ağır negatif bir yükü uzun süre taşıyamaz.  Bu hamallıktan bir an önce kurtulmak,  kendi elimizdedir. Sürekli  ve aşırı korku, endişe, kaygı ve sürekli üzüntü ; insan ömrünü tamamen yiyip bitirebilir ! Şimdi ve burada bilinçli yaşa, var ol; Mutlu ve neşeli ol !
Şimdi, değişken bir süreçtir. Yaşanan şu an geçince, geçmiş zaman olur. Gelecek, geldiği an, şimdiki zamana dönüşür. Heraklitos: " Bir nehirde  iki kere yıkanılmaz." demiştir. Değişim, dönüşüm ve gelişim kaçınılmaz bir gerçektir. Pozitif psikolojiden, felsefeden  ve bu durumdan yararlanmak; olumlu ve iyi bir ruh hali içinde bilinçli ve dolu dolu yaşamak gerekir.  Bilinçli, uyanık ve dikkatli olarak ve önlem alarak şimdi ve burada yaşamaya tam odaklanmak; farkındalıktır.  Pozitif (istendik) , iyi , yararlı ve gerekli değişim, dönüşüm ve gelişim için yarını beklemeye gerek yoktur. Şu anı  ve bu günü farkındalıkla, dolu dolu yaşa ; çünkü yarın çok geç olabilir! Gün, bugündür. En önemli zaman, içinde bulunduğumuz şimdiki zamandır. Şimdi ve burada eğitimi, iyileştirir. Moralimizi yükseltelim ve kuvvetlendirelim. Bir sorunla karşılaştığımız zaman bunun çözüleceğini ; stresli ve zor günlerin  geçip gideceğini  bilmemiz , bizi  rahatlatır. Bilinçsiz ve bilgisiz  insan, sahip olduğu güçleri;  kendi kendini hastalandırmak ve yok etmek için, farkında olmadan kullanmaktadır! Birey, içindeki güç ve yeteneklerin farkına varmalı , bilgili ve bilinçli olarak bunları çok iyi kullanmalıdır.  Bilgilenme ve bilinçlenme sonucu kazandığı içgörüyle, kendi kendine sürekli ve sistemli olarak yardım eder. Eyleme geçmesini, mutlu, sağlıklı ve başarılı olmasını engelleyen  negatif ve kötü davranışlarını değiştirmeli ve yenmelidir. Akıllı insan, sahip olduğu güç ve yeteneklerini, hayatta kalmak ( var olmak) kendi kendini korumak, iyileştirmek; sağlıklı, mutlu ve başarılı olmak için kullanabilir. Bilinç altını, farkındalık bilinciyle yeniden programlamak ; sürekli ve kalıcı başarı amacıyla bu muazzam gücü, yüzde yüz kullanmak gerekmektedir. Kendi kendine zarar veren davranışlarını , hemen şimdi ve burada; olumlu, iyi ve yararlı olanlarla değiştir. Kötü alışkanlıklardan uzak dur. Boş yere kendi kendinizi yemeyin. " Bir gün geriye dönüp baktığınız zaman, büyük bir olasılıkla buna güleceksiniz . " Öyleyse , niçin " şimdi ve burada " gülmüyor sunuz ? Sonunda pişman olacağınız şeye, neden şimdi pişman olmuyorsunuz?   Kendi kendimizi bilinçli olarak koruma ve  iyileştirme bilim ve sanatının en iyi uzmanı olmaya çalışalım. Kendimizin en iyi doktoru, uzman öğretmeni ve rehberi olabiliriz. Doktorluk ve öğretmenlik, bilim olduğu kadar aynı zamanda sanattır.  ⧪⧫⧬⧭⬀⬁⬂⬃⬄⬅ 
    

31 Ağustos 2017 Perşembe

AKIL SAĞLIĞI YERİNDE OLAN BİREYİN ÖZELLİKLERİ

     Ruh sağlığı bireyin kendi kendisiyle ve çevresiyle aktif (dinamik) bir denge, uyum ve barış içinde olmasını gerektirir. Bireyin, kendi kendisiyle barışık ve  aynı zamanda toplumla barış içinde olması ;sürekli uyum, denge ve düzen sağlayabilmesi için yeterli çabayı bilinçli olarak göstermesi gerekir. S. Freud, ruh sağlığını " sevmek ve çalışmak " olarak özetler ama bu tanım, tam ve yeterli değildir. Sorgulamak ve bilinçli olarak eleştirmek gerekir. Pozitif felsefe, akılcı ve gerçekçi inceleme, sorgulama ve bilinçli eleştiri yapmayı gerektirir. Herhangi bir düşünceyi, akıl ve mantık süzgecinden geçirmeden, hiç düşünmeden ve sorgulamadan uygulamak doğru değildir.
     İyi bir terapist, sadece kuramcı değil; aynı zamanda uygulamacıdır. Bilir ve yapabilir. Başarılı bir tedavi için, kuram gerekli ancak yeterli değildir.Akıl sağlığı ve felsefe değişken ve göreceli olmakla birlikte, genellikle kabul gören görüşler vardır. Bir görüşe göre, " Hemen hemen tüm hastalıkların kaynağı beyindir. İnsanların akıl, mantık, zeka ve düşünce gücüyle; yaşam savaşı verdikleri düşünüldüğünde, hastalıkların gerçek nedeninin insan beyni olduğunu ileri sürmek doğru olabilir. Eğer bu düşünceler doğruysa, gerçek tedavinin kaynağı da insan beynidir. Hastalıklarla savaşta akıl, mantık, zeka ve düşünce gücü en iyi ve en etkili şekilde kullanılabilir. Sağlam kafa, sağlam vücutta bulunur. İnsan kafası ve vücuduyla tam bir bütündür. İkisi arasında sürekli iletişim( etkileşim) vardır. Sağlam ve sağlıklı bir vücut, sağlam ve sağlıklı çalışan  bir kafayla mümkündür. Bireylerin, pozitif ve iyimser bir bakış açısı edinmelerine yardım etmek amacıyla;
danışmanlar, pozitif psikolojiden yararlanmalıdırlar. Olumlu kişilik özelliklerine sahip olmak,bunları geliştirmek , pozitif ve iyimser düşünmek; insanı mutlu eder. Pozitif psikoloji bunlara çok önem verir. Bireyi odaklanmaya ve motivasyona yönlendirir. Önlemek, tedavi etmekten çok daha önemli ve yararlıdır.
  • ⇾   Ruh sağlığı yerinde olan bireyin nitelikleri nelerdir? Mantıklı düşünmeyi bilir, düşünce gücü yeterlidir. Gereksiz ve yersiz korku, endişe ve  aşırı kaygıları yoktur. Stresle başa çıkabilir. Sıkıntı ve strese dayanabilir.Psikolojik yönden sağlıklı olan birey; kuruntu,  gereksiz kuşku, üzüntü, öfke ,  kendine güvensizlik, anksiyete v.b. gibi hastalık neden ve belirtilerinden uzaktır.Bir bozukluk durumundan, daha hızlı ve daha kısa sürede normale dönebilir.  Kendi kendine yeterlidir. Kendine güveni ve öz saygısı gelişmiştir. Kendini  ve başkalarını olduğu gibi kabul eder. Aşağılık duygusu veya aşırı bir üstünlük duygusu yoktur. Öz eleştiri yapar, kendi kendini sorgulayabilir ve inceleyebilir. Realite prensibini hatırlar. Sorunlardan ve onlara eşlik eden acılardan kaçmaz! Normal ve küçük acıları çekmeye katlanır. Zevklerini ertelemeyi veya gerekirse onlardan vazgeçmeyi öğrenir. Acılarla başa çıkabilir. Onlara daha iyi dayanmak için çareler ve yollar arayıp bulur. Gerçek cesarete sahiptir.Kendisi ve çevresiyle  barış ve uyum içindedir. Geleceğe ümitle bakar ve hedeflerine ulaşmak için mücadele eder. Amaç ve hedeflerine, normal ve uygun  yollardan ulaşma çabası içindedir. Toplumda bir yeri ve görevi olduğunun bilincindedir.  Görevini ve işini severek yapar. Sorumluluk bilincine sahiptir. Bağımsız , özgür ve etkin olarak girişimlerde bulunur. Bireysel kararlar alır ve bunları uygular. Başarısızlık halinde , sonuca katlanabilir ve bundan ders alabilir. Becerilerinin, gizil güç ve yeteneklerinin farkındadır. Kendini bilir, noksanlarını görüp bunları tamamlamaya ve gidermeye çalışır. Hayal ve gerçeği ayırt etme güç ve yetkisine sahiptir. Sorun ve çatışma çözme beceri ve yeteneğini geliştirir. Problemlerini, akılcı ve gerçekçi yollarla çözer. Başkalarıyla iş birliği yapabilir. İnsanlarla, sevgi ve saygıya dayanan tutarlı ilişkiler kurabilir.
  •     Yaşadığı çevre ve toplumla ters düşmeyen, inandığı değerleri  ve inançları olan bir kişidir. Başkalarının düşünce ve inançlarını  paylaşmasa da  onlara saygılı ve hoşgörülüdür. Kötümser değil, iyimserdir. Negatif değil, pozitif düşünür. Kendi kendini, bilinçli ve iradeli olarak denetleyebilir. kendine hakim olur. Kendi kendine bilinçli olarak yardım edebilir. 
  •           ⇿     Akıl sağlığı yerinde olan bir insanın, mesleği dışında eğlendirici, dinlendirici ve kendisini geliştirici uğraşları (hobileri)  vardır. Kendi isteklerini, diğer insanların isteklerini de dikkate alarak karşılamaya çalışır. Çevresinde olup bitenlerle ilgilenir. İnsanlarla olumlu ve yararlı iletişim kurar. Onlarla iyi geçinir. Engel ve zorluklar karşısında kesinlikle ümitsizliğe kapılmaz. Sakin ve sabırlıdır. Esnek bakış açısına sahip ve hoşgörülüdür. Başkalarının yanılgılarına ve kendi hatalarına yerinde ve zamanında gülüp geçebilir. Yaşamın önemini ve değerini bilir. Bu niteliklerin, olgun bir insanda bulunması gerekir.

29 Ağustos 2017 Salı

YAŞAMIN GİZİ ( SIRRI )

     Adamın biri, yaşamın gizini merak eder. Çok uzak bir memlekette yaşayan bir bilgenin bunu bildiğini öğrenir ve yola düşer. Günlerce yol aldıktan sonra, bilgeyi bulur ve ona sorar: " Hayatın sırrını sizden öğrenmek için uzak diyardan buraya kadar geldim." der. Bilge: " Hoş geldin ama boşuna zahmet etmişsin. Sır ve gerçek, insanın içindedir. Ne arıyorsan,  önce kendi içinde ara. Olgun insan, aradığı gerçeği kendi içinde bulacaktır. Büyük evrende ne varsa, küçük evren olan insanda da o vardır. Onu arayıp bulmak gerekir. Sağlık, mutlulk,huzur, başarı,  gençlik ... Her şey, insanın kendi elindedir.
     Yaşamın gizini arayan adam, gerçeğin bulunduğu yeri, öğrenerek; bu kadar uzun yola boş yere çıkmadığını anlar ve yaşadığı memlekete geri döner.   ↣  İNSANOĞLU ÇOK AMA  ADAM AZ
  • Yaşamın  özünü merak eden bir gezgin, diyar diyar  dolaşıp; karşılaştığı bilgelere sorular sorarak, bu konuda bilmediklerini öğrenmeye çalışırdı. Günün birinde, uzak ve çok yüksek bir yerde,  bir bilgenin yaşadığını öğrenir. Gezgin, bilgenin yanına gider ve ona, iki soru sormak istediğini söyler: 1. Bu dünyada, başarılması en zor olan şey nedir? Bilge, şöyle yanıtlar: " İyi ve olgun bir insan olmayı başarmaktır." 2. " Dünyada en çok ve en az bulunan iki şey nedir? " Bilge: " İnsanoğlu çok ama adam azdır." diye cevap verir.
        FELSEFE NEYE YARAR?
        
       Diyojene, " felsefenin ne yararını gördün ?" diye sorulduğunda; şu yanıtı vermiş: " Her şey biryana, talihin bütün cilvelerine karşı; hazırlıklı ve tedbirli olmayı öğrendim." " Hiçbir şey bilmediğin halde, filozof olduğunu ve felsefe yaptığını söylüyorsun" diyen birine, "Bilgeliği benimsemek  ve düşünmek de felsefedir." diye cevap verdi.  Felsefe,  akılcı öz eleştiri yapmak ve kendi kendini bilinçli olarak sorgulamaktır. Felsefe yapmak için uygun değilim diyene: " İyi ve güzel yaşamak umurunda değilse, ne diye yaşıyorsun? " diye karşılık verdi. Pozitif felsefe, insanı bilinçlendirir. Sürekli ilerleme çabasıdır. Farkındalık bilinciyle, sorgulayıcı ve eleştirel  bir görüş açısına  sahiptir. Yapılması ve yapılmaması gerekenleri gösterir.  Pozitif  felsefe, insanın mutlu yaşamasını sağlamaya çalışır. İnsan akıllı,bilinçli, özgür irade sahibi ve düşünen bir varlıktır. Karmaşık ve değişkendir. Aklını kullanmadan ve hiç düşünmeden, içgüdüsel ve dürtüsel davranan; tutku, eğilim ve zevklerine kendini kaptıran insan, hayvanlardan farkı olmayan ve bilinçaltının kölesi olan bir zavallıdır.
    
Aristoteles, " Felsefenin ne faydasını gördün?" diye soran birine  şöyle cevap verdi: " Birçok kişinin ceza korkusuyla yapmadığı ve yasa zoruyla yaptığı şeyleri, bana buyrulmadan; kendiliğimden yapmayı veya yapmamayı öğrendim." 

   "  Zevklerden uzak durmak değil, onlara yenik düşmemek ve üstesinden gelmek önemlidir." Acıların ve zevklerin kölesi değil, onların efendisi olmak gereklidir.

27 Ağustos 2017 Pazar

ADAM OLMAK

            Her şeyden önce ve her şeye rağmen insan olmak gerekir. İnsan; akıllı,  mantıklı düşünen, bilinçli ve özgür irade sahibi olan bir varlıktır. Farkındalık bilinci, yaşamın her alanında çok önemlidir. Akıllı ve bilinçli bir insan, sorun ve çatışmaların  kaynağı değil; çözüm üreten ve çare arayıp bulan kişidir. İnsan olma bilinç ve sorumluluğuna sahiptir. Bu bilinçle, kendi kendine sürekli yardım ve rehberlik eder. Akıl, mantık, zeka ve özgür iradesini en iyi şekilde kullanarak; yaptığı her işin uzmanı olmaya çalışır. İyi bir insan olmak için, neler yapmak ve neler yapmamak gerektiği bilgi ve bilincine sahiptir. Elden gitmeden önce,sahip olduğu şeylerin değerini ve önemini bilir.  İnsan yaşamı, her şeyden  daha değerli ve daha önemlidir. Değerli bir insan olmayı, başkalarının söz ve davranışlarında değil; kendi içinde arayıp bulur. Kendini olduğu gibi kabul eder ve başkalarıyla karşılaştırmadan sever. Eleştiriye karşı hoşgörülü ve alçak gönüllüdür. Tam bir bütün olarak, fizyolojik ve psikolojik yönlerden sağlıklı ve mutlu bir  insan olmanın mümkün ve gerekli olduğunu bilir ve bu amaçla çalışır. Önce başkalarını değil, kendini değiştirmeye çalışır. Bazen, karşılaştıklarına gülüp geçer.Olgun insan, iç ve dış çevresinin farkında olur. Kendisine empoze edilmeye ve dayatılmaya  çalışılan şeyleri sorgular ; bilinçli olarak eleştirir. İnsan olarak doğmak, iyi bir insan olmak ve insan kalmak için yeterli midir? Konuyla ilgili olduğunu düşündüğüm bir öyküyü paylaşıyorum: 
  • ⥅     ADAM OLMAK
  • Yoksul  adamın biri, her gün kaya parçalıyordu. O, fakir bir taşçıydı. Yaptığı iş çok zor ve tehlikeliydi ama aldığı aylık çok azdı. Bu para, ihtiyaçlarını karşılamaya  yetmiyordu.İşini sevmiyordu.Bu yüzden, hayatından hiç memnun olmadığı gibi; aynı zamanda sağlıklı ve mutlu değildi. " Benim işim, başkalarınınkinden daha zor ve tehlikelidir. Onlardan daha çok çalıştığım halde; kazandığım para , onlarınkinden çak az. Ben de zengin, mutlu ve başarılı olmak istiyorum ! Biraz dinlenirim ve güzel elbiselerim olur." diye düşündü. Tam o anda, gökten inen bir melek; ona  şöyle dedi: " Zengin ve mutlu olacak, güzel elbiseler giyeceksin." Taşçı o anda zengin oldu. Artık çalışmak ve bir iş yapmak zorunda değildi. O da zengindi, çok parası ve güzel elbiseleri vardı.
    •      Günün birinde;  kral, onu sarayına davet etti. O, şahane sarayın güzelliğine ve görünüşüne hayran oldu. Kral, ondan çok daha zengin ve daha yüksek statüye sahipti. Bu yüzden endişelendi ve üzüldü. " Ben de kral olmak ve onun gibi yaşamak istiyorum" dedi. O sırada orada olan melek, onun kral olacağı müjdesini bildirdi. Artık, her gün; hiç çalışmadan zevk ve sefa içinde yaşıyordu. Güneş ışınlarının, yeryüzünü kavurduğu çok sıcak bir günde kral, zıvanadan çıktı! " Nasıl olur da, güneş benden daha güçlü olabilir?" dedi. Yaşama sevincini yine kaybetmişti. " Güneş olmak istiyorum" diye düşündü. Melek, bu sefer de; onun güneş olduğunu haber verdi. Güneş ışınlarını her tarafa saçıyor ve dünya yanıyordu. Tam bu sırada, kara bir bulut ortaya çıkıp; dünyayla onun arasına girdi. Artık yakıcı ışınları, yeryüzüne ulaşamıyordu. Güneş kızdı : " Buluta hiçbir şey yapamıyorum. Derhal, ondan daha kuvvetli olmak istiyorum:" deyince , melek bu kez de, onun bulut olduğunu söyledi. Bulut, çok şiddetli yağmura dönüştü. Nehirler, dereler taştı, her yanı sel bastı. Yollar, tarlalar sular altında kaldı. İnsanlar ve hayvanlar perişan oldu. Sel suları, kayalara hiç zarar vermiyordu. Bulut buna çok öfkelendi : " Bu kadar kuvvetli sel, nasıl olur da  kayaları etkilemez, onları aşamaz?" Ancak, sağlam kayalar, sel sularından daha güçlüydü. Bulut, şiddetli bir sesle bağırdı: " Kaya olmak istiyorum" dedi. Melek derhal geldi ve ona; kaya olduğunu bildirdi. Artık; güneş, bulut ve selden daha güçlü kuvvetliydi. Aradan çok zaman geçmedi. Bir gün, elinde kocaman balyozla bir adam geldi. Onu parçalamaya ve ondan taşlar koparmaya başladı. " Bu adam kim? Bu da neyin nesi? " diye sordu kaya. " Bu adam, benden daha kuvvetli; ben ondan daha zayıfım!" diye düşündü. Ondan sonra, aniden şunu anladı: " Kuvvetin kaynağı ; sağlıklı, mutlu ve başarılı insan olmaktır." Yaptıklarına pişman oldu ve şöyle haykırdı: " Adam Olmak İstiyorum!" Onun bu dileği de  kabul edildi. Kaya, insana dönüştü. Şimdi, yine kayaları parçalıyor, onlardan taşlar koparıyor. Ekmeğini taştan çıkarıyor, geçimini sağlıyor. İşi zor ve tehlikeli , aylığı yine az ama işini severek yapan; sağlıklı ve mutlu bir insan. " Başarının sırrı, mesleğinizi  tatile çevirmektir." Mesleğinizi ve işinizi sevmiyorsanız; mutlu, sağlıklı ve başarılı olamazsınız. ⇿

25 Ağustos 2017 Cuma

EKLEKTİK BAKIŞ AÇISI

     Eklektik ( eclectic) ; bütüncül,seçici, karma , seçmeci anlamlarına gelir. Psikolojik danışma yaklaşımı konusu, eklektik danışmadır.Günümüzde, insanları  tanımak için tek yönlü bakış açısının etkili ve yeterli olmadığı saptanmıştır. Bütün davranış ve sorunlar için tek tip yaklaşımla,  istenilen sonuç alınamaz. Bu yüzden,bireyi bütüncül olarak ele almayı gerektiren;eklektik yaklaşım benimsenmiştir. Buna göre bireyin davranışları  fizyolojik, psikolojik, kültürel ve sosyal süreçler göz önüne alınarak değerlendirilmektedir. En iyi ve yeterli teknik, yöntem veya teoriyi arayıp bulmak ve uygulamak gerekir. Eklektik yaklaşım, herhangi bir kurama körü körüne bağlanmadan ve onun teorik kurallarına takılıp kalmadan; danışan ve danışmana, soruna ve koşullara en uygun  olduğuna inanılan ; danışma yaklaşımlarını bir arada uygulamaktır.Eklektik bakış açısı, davranışın farklı açılardan görülmesini sağlayan, birden çok yaklaşımın birleşiminden oluşur. Sonucunu düşünmeden, bir tek psikoterapi yaklaşımına bağlı kalmaktansa;danışanın ihtiyaçlarına ve duruma göre, esneklik gösterebilen bir terapi geleneğidir. En iyi , en uygun,  en etkili tekniği veya teoriyi; eldeki olay veya duruma  , bilinçli farkındalıkla uygulamak gerekmektedir. Bu yöntem, herhangi bir kurama bağımlı  olmadan; bütün kuramların birlikte kullanıldığı bir uzmanlık alanıdır. Uzman eklektik danışman, psikolojik danışma sürecinde; tüm tavır ve hareket şekilleri bakımından bütünlük içinde, kendine özgü ve tutarlı bir terapi görüşüne sahiptir. İşe yarayan çok çeşitli yöntem ve tekniklerden yararlanma düşüncesine dayanan ve birleştirici bir anlayışı yansıtan, seçmeci yaklaşımı uygular.
     Her danışmanın psikolojik tedavi yöntemi, kendi kişilik özellikleri ve bireysel ayrılıklardan dolayı bir ölçüde, kendine özgü ve diğer danışmanlardan farklı olur.Buna göre her danışman, bir bakıma eklektiktir. Eklektisizm; insan düşünce, duygu ve davranışlarını açıklarken; birçok yaklaşımı harmanlamak anlamına gelir. Günümüzde psikologlar; insan düşünce, duygu ve davranışlarını;birçok farklı bakış açısından incelemekte  ve açıklamaya çalışmaktadır. Psikoloji, zihinsel süreçleri ve davranışları inceleyen bir bilim dalıdır. Vücut ve beyin, birbirinden bağımsız çalışan parçalar ve sistemler değildir. Aralarında sürekli iletişim ve etkileşim vardır. Zihinsel süreçler; düşünce, duygu, dikkat, bilinç ve hatırlama gibi içsel olguları işaret eder. Duygular, düşünce gücüyle; bilinçli ve iradeli bir şekilde kontrol edilebilir ve yönlendirilebilir. İçimizdeki güçleri ve yetenekleri harekete geçirip yüzde yüz kullanabiliriz. Hipokrata göre,  " içimizdeki doğal iyileşme gücü, şifa için en önemli kaynaktır." Doktorun, dışarıdan tedavi edici bir şey vermeden önce, bu iyileşme gücünü harekete geçirmesi gerekir. Tedavi sürecinde, bireyin eğitilmesi ve sorumluluk yüklenmesi holistik tıbbın temel ilkelerindendir. Birçok dilde öğretmen sözcüğü, doktor anlamında kullanılmaktadır. Holistik tıp, modern tıbbı da içeren daha kapsamlı  bir sağlık sistemidir. Holistik: bütünü kapsayan, bütüncül anlamına gelen bir kavramdır. Tam, doğru ve kesin şifa için, Sorunların kökenine inerek kalıcı, doğru ve kesin tedavi yöntem ve teknikleri uygulamak gerekir. Akıl (ruh) ve vücut bütünlüğünü birlikte ele almak, tedavinin odak noktasıdır. Vücut ve beyin, tam bir bütün olarak; birlikte çalışır.Eklektisizm sayesinde, farklı bakış açıları birleştirilerek; bilimsel araştırmalar yapılmakta,  daha kapsamlı ve gelişmiş kuramlar üretilmektedir.Uzman eklektik danışman, çalışmalarını yalnızca bir tek yaklaşımla sınırlandırmak ve buna aşırı bağımlı olmak zorunda değildir. Eklektik ( bütüncül) psikoterapi , çok sayıda terapi yaklaşımını bir potada eriten veya danışanın ihtiyacına yönelik, ona özgü seçilen tekniğin uygulandığı yöntemdir.Birey, kendi sorun ve çatışmalarını çözebilecek güç ve yeteneklere sahiptir.Psikolojik danışma ve rehberliğin amacı, onun akılcı, gerçekçi ve mantıklı davranışlar geliştirmesine yardım etmektir. Aynı zamanda,olumsuz  ve yanlış düşünce ve davranışlarını; olumlu ve doğru düşünce ve davranışlarla değiştirmesini sağlamaktır. Sonunda birey, bilinçli ve etkili bir şekilde; kendi kendine yardım etmeyi ve kendi yaşamının efendisi olmayı öğrenir.

  • ← ⇔    Hasta birey, uzmanın üzerinde çalışacağı; arıza yapan ve bunun giderilmesi gereken bir makina parçası değildir. Sahip olduğunuz tek alet, bir tornavida ise ne yaparsınız?  Eklektik yaklaşım dışında, bir tek yöntemin fanatiği ve uygulayıcısı olan bir terapist; bir tornavidayla bütün tamirat ve onarım işlemlerini yapmaya çalışan ustaya benzer. Bu durum, hem çözümü zorlaştırır, hem de zaman kaybettirir. Dolayısıyla, danışana zarar verir. Eklektik yaklaşım, içinde çok çeşitli ve gerekli aletler bulunan; bir uzmanın alet çantasına benzetilebilir.  Hastaya zarar vermeden onu tedavi etmek ve durumu  daha da ağırlaştıracak  uygulamalardan uzak durmak zorundayız. Bir hastalığı kalıcı olarak, kökünden yok etmek için, önce onu üreten zihinsel nedenleri yok etmek gerekir. 

23 Ağustos 2017 Çarşamba

BAKIŞ VE GÖRÜŞ AÇISI

     Bakış açısı ; görüş açısıyla aynı anlamda kullanılabilir. Bir konu, olay,durum veya düşünce incelenirken izlenen belirli yön, açılım (perspektif). Görüş açısı deyimi, bir sorunu, konuyu veya düşünceyi  değerlendirme biçimi  anlamına gelir. Başka bir deyişle; herhangi bir şeye bakış yöntemi, onu değerlendirme ve anlam yükleme biçimi denilebilir. 
     Bakış  ve görüş açıları değişken ve görecelidir.  Herkesin bakış açısı farklı ve kendine göredir.  Bu yüzden her bakış açısı , doğru değildir. Tüm duygu , düşünce ve davranışlarımızın altında; nesne, olay ve durumları algılama , yorumlama ,değerlendirme şekilleri  ve onlara yüklediğimiz anlam yatmaktadır. Her şey , önce düşünceyle başlar ; sonra eyleme dönüşür. Düşünceler, duyguları ortaya çıkarır. Duygular, düşüncelerin sonucudur. Düşünceler, duyguları; duygular da davranışları  belirler ve ortaya çıkarır. Düşüncelerini bilinçli ve iradeli olarak kontrol eden, duygu ve davranışlarını da kontrol eder. Bu şekilde yaşamını denetler ve onu yönlendirir. Düşüncelerimiz , duygu⇴⇔↧
 ve davranışlarımızı; bakış ve görüş açımız,  yaşamımızı belirler ve yönlendirir. 
     İnsanları rahatsız eden ve inciten; karşılaştığı nesne, olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlam yükleme şekilleridir. Başka  bir deyişle,  bakış ve görüş açılarıdır. Bilinçli , mutlu veya bilinçsiz mutsuz yaşamı, bakış ve görüş açısı belirler. Negatif ve kötümser bakış açısı, insanı mutsuz  ve rahatsız eder ve gereksiz yere acı çekmesine neden olur. Bazı insanlar, Küçük ve zararsız bir böcek karşısında bile, neden paniğe kapılır?  Verilen örnekte, böcek nötrdür. Zararlı ve tehlikeli olan o değil, insanın içinde bulunduğu   olumsuz ve kötü psikolojik durum ve bakış açısıdır. Fobi ( aşırı korku), gerçek tehlikeden daha zararlıdır! Bireylerin; duygu, düşünce ve davranışlarını, yaşadıkları olay ve durumlardan çok onları algılama, yorumlama ve anlamlandırma  şekilleri etkilemektedir. Aynı nesne, olay veya durumu iki insan; birbirine tamamen zıt ( karşıt) olarak algılayabilir. Birini aşırı derecede rahatsız ederken, ötekini hiç etkilemeyebilir! " Birisi için düş olan, bir başkası için  düş kırıklığı olabilir." sözüyle, anlatılmak istenen de  budur. Bazıları  pireyi deve yapar. Önemsiz bir olayı büyütür, basit bir şeyi çok önemliymiş gibi  gösterirler. Olaylar karşısında , aşırı ve abartılı duyarlılık tepkileri göstermek ; genel sağlığı tehdit eder.

  •      Evrende, her şey etkileşim halindedir. Vücut ve zihin arasında iletişim ( etkileşim) olduğu gibi duygu, düşünce ve davranışlar arasında da etkileşim vardır. İnsan; vücudu, kafası, düşünceleri, duyguları , davranışları ve psikolojisiyle; özetle,  her yönüyle tam bir bütündür. Bütün, kendisini oluşturan parçaların  toplamından daha farklı , daha büyük ve daha güçlüdür. İnsanların, mutlu, başarılı ve sağlıklı olmalarını  engelleyen; negatif ve kötümser bakış ve görüş açısını , pozitif ve iyimser bakış ve görüş açısıyla değiştirmek için  yeterli çaba harcamak gerekir. Olumsuz ve yanlış  öğrenme durumlarını söndürerek, olumlu ve doğru  olanlarla  değiştirebiliriz. Tam bir bütünlük ve uyum içinde, çatışma ve sorun çözmeye ; bilinçli farkındalıkla odaklanmak, amaç ve hedefe yönelik motivasyon sağlamak gereklidir. Biz, çare ve çözüm üretecek güçlere ve kapasiteye sahibiz. Bu bağlamda, " Eşeklikten kurtuluş " öyküsünü anlatayım: Köyün birinde, eşekler kötü semer yapan semerciden  hiç  memnun değilmiş. Yaptığı semerler, onların sırtını yaralıyor; kan revan içinde bırakıyormuş. "  Semercinin bir an önce ölmesi için dua ediyorlarmış. Günün birinde, semerci ölmüş. Köyün tüm eşekleri  ve henüz semer vurulmamış sıpalar, harmanda toplanmış; bayram yapmışlar. Neşe ve keyif içinde anırmaya, çifte atmaya başlamışlar. Ölenin yerine yeni bir semerci seçilmiş. Ancak onun yaptığı semerler de , kötü ve kalitesizmiş. Öykü bu ya, eşekler rahatlayacakları yerde; daha da rahatsız olmuş. Çektikleri acılar artmış, yaraları derinleşmiş! Kurtuluş için yine  dua etmeyi seçmişler. "Dua edelim, bu da bir an önce ölsün ki kurtulalım."demişler. Yıllarca, eşek ve katırlara semer yapan  usta da ölmüş "Semerci öldü ondan da kurtulduk. Artık asla semer yapamayacak." demişler. Harmandaki gürültü patırtıyı duyan ihtiyar eşek, oraya gelmiş. Keyifle anıran, eğlenen ve çifte atan eşek sürüsüne seslenmiş. Bir an için herkes susmuş. Behey aptallar, bu gürültü patırtıyı niçin yapıyorsunuz? diye sormuş. Hep beraber cevap vermişler: " Semerci öldü, ondan kurtulduk. Bu yüzden bayram yapıyoruz." demişler. " Aslında, ağlayacağınız halinize gülüyorsunuz. Siz eşek olduktan sonra, nasıl olsa size birer semer uydururlar. Usta semercinin ölümüne sevineceğinize, onun yerine gelecek acemi semerciyi  düşünerek ağlayın. Onun semerleri, sırtlarınızda derin yaralar açacak; sizi inim inim inletecek! En iyisi, sizi eşeklikten kurtarması için  Allah'a dua etmek , önlem almak  ve çaba harcamak." demiş. Bu sözler, nihayet  eşek sürüsünü uyandırmış.  Gerçek kurtuluş yolunun,  semercilerin değişmesi değil ; eşeklikten kurtuluş olduğuna karar vermişler.  Bundan sonra toplanıp semercilerden değil,  eşeklikten kurtulmak için hep birlikte  dua etmiş ve çaba harcamışlar.  Acaba kurtulmuşlar mı? ⥅ Cevap, siz  değerli okuyucularındır.

22 Ağustos 2017 Salı

ÇİFTÇİNİN TRAJEDİSİ

 Zenginlikle ilgili öykülerden aşırı derecede etkilenen, hayatından  hiç memnun olmayan, aynı zamanda mutsuz olan  bir  çiftçi, günün birinde  fakir olduğunu düşünür ve çok üzülür.
 Çok zengin  ve mutlu olma hayaliyle , elmas avına çıkar. " Bir elmas madenim  olursa, Çok çok zengin ve mutlu olurum. " diye düşünüyordu . İşini  sevmeyen çiftçinin; elmas,taş ve kömürü  ayırt edebilecek bilgisi de yoktu.  İşlenmemiş ham elmas; taş ve kömüre benzer. Bilindiği gibi, elmas yerin derinliklerinde bulunan saf karbondur. Mücevher olarak kullanılan saydam ve değerli  taştır. Evinin önünde; elmas tarlaları olduğunun farkında değildi. Bu yüzden çiftliğini değerinin çok altında sattı, birikmiş  parasını aldı, ailesini  bir komşusuna emanet  etti ve  çok uzak  ülkelere; elmas aramaya gitti. Elmas bulma tutkusuyla, birçok memleket  gezdi; diyar diyar dolaştı. Yıllarca emek harcadı, durmadan dinlenmeden çalıştı , hiç tatil yapmadı ama aradığı şeyi;  bir türlü bulamadı ! Bütün parası bitmiş , paçavralar içinde perişan ve mahvolmuştu.  En sonunda, psikolojik çöküntü ve bunalım içine girdi ! Çok sıcak bir yaz günü, tek başına (yalnız)  ve bitkin ( tükenmiş) bir halde ; okyanus kıyısına geldi. Sahilde , uyurgezer  bir ruh hali içinde dolaşırken ; büyük bir uçurumun kenarına kadar geldiğinin farkında değildi ! Çaresizlik , ümitsizlik, üzüntü ve acı içerisindeki  zavallı adam ; uçurumdan atlayarak ,  beyaz köpüklü okyanus  dalgalarının dövdüğü; kayalık yerde  kayboldu!⟶ Bir  daha asla , bu  yaşama dönmemek üzere ; derin sulara gömüldü!  Bu  korkunç intihar öyküsünden alınacak dersler vardır. 
   ⟹  ⇶  Genellikle, istediğimiz mutluluk ve başarıya bizi ulaştıracak olanaklar ; çok yakınımızda ve gözümüzün önündedir. Öyküde olduğu gibi, yaşamda da birçok fırsat, farkında olmadığımız  işlenmemiş elmas gibidir. Örtük ve gizlenmiş  oldukları için onları göremeyiz, farkına varamayız. Bu yüzden, kaçırdığımız fırsatlar çok fazladır. Para ve maldan daha değerli  şeyler olduğunu biliyorsunuz. En çok görmek, sürekli öğrenmek, en iyi olmak, olumlu düşünmek, daha iyi duygu ve davranışlara sahip olmak;  sağlıklı  ve mutlu olmak için önce akıllıca , bilinçli ve uzun yaşamak gerekir. " Yaşa yaşa , gör temaşa ". Bugün var olan, yarın yok olabilir.  İş işten  geçmeden önce, sahip olduklarınızın değerini bilin. Çok iyi belirlenmiş bir amaç ve hedefimiz varsa, normalde görünmeyen olanakların farkına varırız. Aptalca  yaptığımız ve bize zarar veran davranışlarımızı, hemen şimdi  değiştirerek; akıllıca  ve bilinçli yaşamayı  tercih edelim.  Negatif bir düşüncenin, üzerimizdeki etkisini pozitif bir düşünceyle ortadan kaldırabiliriz. Kendi kendimizle olumlu (istendik), iyi  ve yararlı iletişim kuralım.  Bu, son derece önemlidir. Her şeyin başı sağlıktır. Sağlıklı ve mutlu insan, başarı kazanabilir.  ☺ Ümit her zaman, her yerde ve her durumda vardır.  Ümitli, sabırlı ve cesur olmak; aşırı stresi yenmek  gerekir. Çaresizliği, iyimserlikle değiştirebilir; pozitif düşünebilir ve  neşeli olabiliriz. Yüksek moral, pozitif ve iyi psikoloji  ve felsefe çok önemli ve gereklidir. Bu bağlamda düşünceler, duygu ve davranışların kaynağıdır.
     Olumsuz ve kötü  duygu ve davranışlara yol açan düşüncelerin, bilinçli ve iradeli olarak; pozitif iyi ve yararlı olanlarla değiştirilmesi  sonucunda, kötü ve olumsuz ruh halinin yerini ; iyi ve olumlu ruh hali alır. Akıl, mantık ve zekamızı  en iyi şekilde kullanabilirsek ; görünmeyen şeyleri görebilir ve olgun bir adam oluruz. Sağlıklı, mutlu , başarılı ve huzurlu bir yaşamımız olur. Doğru sandığımız ve yaptığımız yanlışların farkına vararak, bunları hemen düzeltmeliyiz. Düzelttiğimiz yanlış ve hatalardan ders almalı ve bunları tekrarlamamalıyız. Davranışlarımızda esnekliğe yer vermeliyiz. Her günün her anını,  bilinçli olarak ve dolu dolu yaşamaya çalışalım. Bilinçli yaşama sanat ve biliminin gerçek uzmanı olmak için çaba harcayalım.

18 Ağustos 2017 Cuma

KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET VE BEKLENTİ ETKİSİ

 
     "  Bir kişi, neyi bekliyorsa; onun gerçekleşme olasılığı daha yüksektir." Beklentiler  her zaman kendini gerçekleştirmediği gibi  aynı zamanda, istisna da olsa " Kendini gerçekleştirmeyen kehanet " ' in söz konusu olduğu durumlar da bulunmaktadır.  Kendini gerçekleştiren kehanet , bireyin öngördüğü  ve başına gelebilecek şeylerle ilgili düşünce, inanç ve beklentilerinin  bir şekilde gerçekleşmesidir. Olumsuz düşünmemiz ve kötümser olmamız veya olumlu düşünmek ve iyimserlik, kendini doğrulayan kehanete yol açabilir. Düşüncelerimizin  duygu ve davranışlarımızı belirlemesi ve yönlendirmesi sonucunda, gerçek olmasını beklediğimiz şeyler; başımıza gelmektedir. İnsanlar, başlarına gelen  olaylardan çok; bunlarla ilgili mantıksız, gerçek dışı ve akılcı olmayan düşüncelerinden olumsuz (istenmedik) bir şekilde etkilenirler.  Bakış açımız ve düşüncelerimiz, karşılaştığımız birçok olay ve durumu belirler. Ne düşünür, neye inanır ve neyi beklersek; sonunda onu yaşarız. Jack E. ADDİNGTON, bir öz deyişinde : " Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey; mutlaka gerçekleşir." demektedir. Öyleyse önemli olan akılcı, gerçekçi ve mantıklı olmak; olumlu (istendik), iyi ve yararlı  şeyler düşünmek ve bunları uygulamaktır. Pozitif psikoloji ve yaşam felsefeniz, hayatınızı olumlu ( istendik ) ve iyi yönde değiştirmekte büyük rol oynar. Negatif ve kötümser düşünce ve duyguların gelişerek, kendilerini gerçekleştiren kehanetlere dönüşmesini önler. Sizin negatif ve kötü  bir psikolojik durum içine  girmenize engel olur. Talih, cesaret edene güler. Yaşam, cesurları sever. Cesur ve sabırlı olmak gerekir. Olumsuz ve kötü zihinsel kurgu " negatif düşünceler ", beynimizi  bize karşı; olumsuz ve istemediğimiz yönde çalışmaya programlar. Bu kötü  ve negatif durumu ,  iyi ve pozitif  durumla değiştirmek bizim elimizdedir. Olumlu ve iyimser düşünce gücünün  temel noktası, beynin pozitif (→ + ⥅)  istendik ve iyi yönde programlanmasıdır. Konu ile ilgili , ders çıkarılacak bir öyküyü sizinle paylaşmak istiyorum :
      
      Yaşamında bütün kötü ve istemediği  şeylerin hep kendisini bulduğunu düşünen, hiçbir  şeyden zevk almayan ; dolayısıyla her şeyin kötüsünü bekleyen  ve bunların başına geleceğinden korkan, karamsar bir adam; bir yaz günü, yurt dışına kaçmayı planlar. Gecenin karanlığından yararlanarak, yurt dışına giden bir trenin yük vagonuna biner. Bir süre sonra, tren hareket eder. Bu sırada adam, yanında taşıdığı ışıldağı yakar ve bakar. Yanlışlıkla trenin dondurucu kısmına bindiğini görür. " Eyvah! Burada donarak öleceğim" diye düşünür. Soğutucunun bulunduğu vagonun kapısını açmaya çalışır ama kapı,  üzerine kilitlenmiştir. Kilitli kapıyı tekmeler ama bir türlü açamaz. Bağırıp çağırır fakat sesini kimseye duyuramaz. " Burası çok soğuyacak, üşüyorum,  buradan çıkamazsam kaskatı donarak öleceğim." Düşünceleri ve ölüm korkusuyla, içeride bulduğu yarısı yırtık; bir karton kutunun içine girer, titremeye başlar! Bu şekilde yolculuğuna devam eder. Ertesi gün, tren gideceği yere ulaşır. Vagonun kapısını açan işçiler, içeride kaskatı kesilmiş  ve donarak ölmüş bir  adam görürler. 
     Bu sıra dışı olayın ilginç ve düşündürücü  yanı :  motoru bozuk olduğundan,  vagonun dondurucusu çalışmamaktadır. İçerideki sıcaklık 18 santigrat derece yani normaldir.  Vagonda bol miktarda hava vardır. Bu  ortam ve koşullarda,  donarak ölmeyi  gerektiren  bir durum yoktur.  Korku koşullanması  ve olumsuz beklenti,  kendini gerçekleştiren bir kehanete  dönüşmüştür. Karamsar ve olumsuz düşünen zavallı adam, donarak öleceği korkusu ve beklentisi yüzünden yaşamını  yitirmiştir. Korktuğu başına gelmiştir. İnsan yaşamı, her şeyden daha değerli ve önemlidir. Yaşam bilinçli, uyanık dikkatli ve tedbirli olmayı gerektirir. Beynimizin ve vücudumuzun  kölesi değil, efendisi  olmayı tercih edelim. İnsan sadece gelip geçici düşünce inanç, duygu ve davranışlardan ibaret değildir. Beyni, vücudu, psikolojisi ve ruh haliyle birlikte tam bir bütündür. Bilinçli farkındalıkla  ve bütün olarak çalışabilir. Bilinçsiz ve etkisiz çalışma, dibi delik bir kovayla ; su taşıyıp yangın  söndürme çabasına benzer. Bu şekilde çalışmak boşuna ve sonuçsuzdur. İşe başlarken sonucunu da  düşünmek gereklidir. İnsan, kendi kurtuluş savaşını zaferle sonuçlandıracak maddi ve manevi bütün güçlere ve yeteneklere sahiptir. En amansız hastalıklarla savaşan ve onları yenen, korkunç tehlikeler karşısında ölümle göz göze gelen ve  başarı kazanan  gerçek kahramanlar vardır.  Onlar, ölüm korkusunu yenen ve diğer tüm korkularla daha kolay başa çıkan ; bilinçli yaşamlarına  yıllar ekleyen , değerli ve önemli insanlardır. 

15 Ağustos 2017 Salı

OLUMLU DÜŞÜNCE GÜCÜ

Olumlu düşünce hem mutlu olmanın hem de iyi bir yaşamın ön koşuludur. Düşünce ve duygularınız, yaşadığınız hayatı biçimlendirir. Bilinçli farkındalık kazanmayı öğrenin. Geçmişteki olumsuz düşünce ve bakış açılarına inanmaya devam edersek, geçmişte yaşarız, dolayısıyla da geçmişin esiri oluruz. Olumsuz olay ve durumlara saplanıp kalmak yerine, içinde bulunduğumuz şimdiki zamana odaklanıp anı ( şimdi ve burada) bilinçli olarak yaşamak ve mutlu olmak için gereken her şeye sahibiz. Sahip olduğumuz şeylerin değerini bilelim. İnsan yaşamı, her şeyden daha değerli ve önemlidir. olumsuz ve karamsar düşünmeniz, akıl ve vücut sağlığınızı ciddi şekilde bozabilir ve size büyük zarar verebilir. Ömrünüzü kısaltarak, erken ölmenize yol açabilir. İyi haber:  ⊕  Olumlu düşünmek ve iyimser olmak için, kendi kendimizi eğitebiliriz. ⊞ Kendimize bilinçli olarak yardım edebiliriz.  ⊟⇾ ⊛→⊞ Negatif ve kötü düşünce sürecimizi, pozitif ve iyi düşünce süreciyle değiştirmemiz gerekir.  Bütün bunlar bizim elimizdedir. Beyninizi bilinçli farkındalıkla kontrol etmeniz ve aleyhinizde çalışmasını önlemeniz son derece önemlidir. Her düşünce, akılcı, mantıklı ve gerçeğe uygun  değildir.  Olumsuz ve karamsar  düşüncelerle başa çıkmak için, varsayımlarınızın doğru olup olmadıklarını  sorgulayın ve onları sınayın. Olasılık hesabı ve muhasebe yapın . Bir problem varsa, onu çözmeye odaklanın . sorunun ortadan kalkmasını sağlayın. En iyi ve doğru çözümü tercih edin. Bu amaçla kendi kendimizi eğitebiliriz. Pozitif ve modern psikoloji, daha mutlu ve daha sağlıklı yaşamamız için neler yapabileceğimizi anlamamızı amaçlar. Gerçek mutluluk için yepyeni bir bakış açısı sunar. Gerçekten akıllı ve olgun bir insan, cesur ve ümitlidir. Geçmiş düşünceler bugün hala bizi rahatsız ediyorsa, bu bizim bakış açımızla ilgilidir. Bugün ve şu anda ne düşündüğümüzü bilinçli bir şekilde kontrol edebiliriz. Olaylara ve durumlara olumlu anlamlar yükleyebiliriz. Bu şekilde de geçmişin bizi üzen yönlerinden kurtulabiliriz. Olayların ya da diğer kişilerin, bireylerin yaşadığı duyguların nedeni olmadığı sık tekrarlanan bir yargıdır. Olaylar ya da diğer kişiler insanları üzmez. Olaylara ya da kişilere bakış açısı insanları üzer. Kimisi köpekten korkarken kimisi de köpeğin başını okşamakta ve hatta evinde beslemektedir. Geçmişte yaşanılan olumsuz bir olayın bugünü olumsuz yönde etkilemesi sizin bakış açınızdan kaynaklanmaktadır. Yani bu durumda siz geçmişi bugüne aynı bakış açısıyla taşıyorsunuz ve aynı sonucu elde ediyorsunuz. Geçmiş akıllı bir insan için iyi bir rehber ve yol göstericidir. Geçmişi bunun dışında pişmanlıkla, keşkelerle hatırlamak ancak sizi üzer. Akıl, sonradan " keşke ..." demek için değil; önceden önlem almak ve " iyi ki... " demek içindir. Unutmayınız ki, insan izin vermezse hiçbir olay ya da kişi onu üzemez. Geçmişle ilgili duygu ve düşünceleri değiştirerek onu ait olduğu yerde yani geçmişte bırakmak gerekir. Geçmişten ancak bugün daha iyi ve daha mutlu yaşayarak intikam alabilirsiniz. Olumlu düşünerek olumlu sonuçlar elde edebilirsiniz. Yaşam yolunda, zirveye çıkmak ve orada kalmak mümkündür . Birçok başarının katalizörü olan hayal gücünden , en iyi şekilde yararlanabiliriz . Olumsuz düşünceler olumsuz sonuçlara yol açar. Pozitif düşünmek, iyimser olmak ama aynı zamanda, akılcı, gerçekçi ve mantıklı olmak gerekir. Olumlu akılcı ve gerçekçi düşünce ve ifadeleri, bir papağan gibi tekrarlamayın. Onlardan gerçekten yararlanmak için, anlayarak bilinçli ve iradeli olarak tekrarlayın, üzerinde iyi düşünün. Aşırı korku, endişe ve süreğen stres ; beyni işlevsizleştirir. Mutsuzluğun formülü, insanın şimdiki zamana( şu ana) odaklanamaması; sürekli geçmişte veya gelecek zamanda yaşamasıdır. Bu durum içindeki insan, bunalımdan kurtulamaz. Bilinçli olarak "şimdi ve burada"  istediğiniz gibi yaşamak için, olumlu düşünmeniz ve iyimser olmanız tavsiye edilir. Gerçek mutluluk, başarının anahtarıdır. İşini severek yapan ve yaşadığı ana (şimdiye) yoğunlaşabilen insan, hem mutlu olur hem de başarı kazanır. Konsantrasyon ve motivasyon, başarılı olan bütün insanların ortak özelliğidir. Yapılan işe odaklanmak ve kendi kendini güdülemek, o anı bilinçli ve dolu dolu yaşamak demektir. Bilinçli yaşama sanatının uzmanı olabiliriz. Kaç yaşında olursan ol; genç, aktif (dinamik ) ve zinde kal; sağlıklı, mutlu , huzurlu,uzun ve bilinçli yaşa. Bir Fransız atasözü : " İnsan yorulduktan sonra da , uzun bir yol gidebilir." demektedir. Sonuç olarak, akıl ve vücut sağlığımızı korumak; mutlu ve başarılı olmak için kendi kendimize bilinçli olarak yardım edebiliriz. Böylece, sorun ve hastalıkların  ortaya çıkmasını önleyebiliriz. ⊞∞






14 Ağustos 2017 Pazartesi

MUTLULUK ÜZERİNE

  • ⟹ ⧪ Mutluluk, hepimizin sahip olmayı arzuladığı bir olgudur. Herkes onun peşinden koşar ama herkes onu yakalayamaz. Her bireyin mutluluğu, kendine göredir. Bütün insanlar için geçerli ve uygun olan gerçek bir mutluluk reçetesi yoktur. Çünkü bu kavram " gerçek mutluluk " hemen hemen her şey gibi değişken ve görecelidir. Mutlu olması için gerekli her şeye sahip olduğu sanılan varlıklı ve zengin biri, mutlu olamazken; yoksulluk ve sefalet içinde yaşayan bir insan, mutlu yaşayabilir. Kimisi zindanda bile, mutlu olmayı başarırken; kimisi sarayda yaşadığı halde mutsuz oluyor! Kişinin, mutlu olmayı zihninde başarması çok önemlidir.İnsanlar genellikle mutluluğu kendi dışında ve uzaklarda ararlar, fakat mutluluk kaynağı insanın kendisidir. Mutluluk, kendi kendine yetebilmektir. Aynı zamanda, öz güvendir. İnsan gerçekten isterse, mutlu ve başarılı olmak için gerekli olan gücü; kendi içinde arayıp bulabilir. İçimizdeki bu güç, gerçek mutluluk için en önemli kaynaktır.  Akılcı,mantıklı ve gerçekçi düşünmek ; mutlu ve başarılı olmak için çok önemlidir. Kronik olarak mutsuz olan insan, sürekli kötü ve olumsuz düşünce ve inançlarla boğuşur. Bu yüzden yaptığı şeye odaklanamaz.Mutlu ve başarılı olma ümit ve cesaretini yitirir.Geçmiş zamanda, başından geçen kötü ve nahoş bir deneyim asla zihninden silinmez ve sürekli onu meşgul eder. Madalyonun öteki yüzünü de görmeyi düşünemez. Bu durumun, dünyanın sonu olmadığını kabul etmesi ve dayanma gücünü arttırması gerekir. Duygu ve davranışlarımızın başlıca belirleyicisi, düşüncelerimizdir. Düşünce ve duygular, sinir sistemi ve dolaşım dizgesi aracılığıyla; vücudu doğrudan doğruya etkiler. Vücut sağlığı da , beyne ilettiği sinyallerle ; psikolojik ve duygu durumumuzu biçimlendirir. Vücut ve beyin, tam bir bütün olarak; birlikte çalışır.  İnsan akılcı,mantıklı ve gerçekçi düşünmeyi öğrenebilir. Sağlıklı ve mutlu bir yaşam sürebilir.👆Hipokrat , şöyle demektedir:  " İçimizdeki doğal iyileşme gücü, şifa için en önemli kaynaktır. ."  Doktor, dıştan  tedavi edici  bir madde vermeden önce, içteki bu iyileşme gücünü  harekete geçirebilir. Hastayı eğiterek ve bilinçlendirerek, tedavi sürecinde; onun sorumluluk yüklenmesini ve işbirliğini sağlayabilir. Hastaya zarar vermemek temel ilkedir.  Ona arıza yapan bir makine gözüyle bakmadan , sorunun kökenine inerek, kalıcı ve sürekli  tedaviyi gerçekleştirebilir. Sonuç olarak , hasta tam şifa bulabilir. Genel akıl ve vücut  sağlığının kontrol ve korunması , çok daha önemli ve yararlıdır. Bilinçli ve bilgili birey, düşünme biçimini ve olaylara bakış açısını değiştirerek, yaşayacağı duyguları ve davranışlarını değiştirebilir. Mutlu olmak isteyen insan, sorumluluk bilinciyle, arzuladığı şeye odaklanarak; hayatı kendisi için kolaylaştırır. Mutlu bir birey, bir problemle karşılaştığında, o problemle mücadele ederek onu amacına ulaşmak için bir araç olarak kullanabilir. Mantıklı, gerçekçi bakış açısı, mutlu olmak için önemli bir kriterdir. Mutlu birey, güzel şeyleri elde edebilmek için emek harcamak gerektiğinin farkındadır. Bu nedenle kendini başkalarıyla kıyaslayıp üzülmez. Hayatını kendisi için kontrol altında tutar. Hedefine odaklanır ve bu hedefe varmak için kuvvetli bir irade sergiler ve sonunda başarıya ulaşır. Sürekli mutsuz bir bireyin kafası korku,endişe,kaygı, telaş ve üzüntü gibi olumsuz duygularla doludur. Bu yüzden, kendi kendini yenilgiye uğratır ve asla hedefine ulaşamaz. Mutlu olma arzusunu kaybederek çaresiz ve ümitsiz duruma düşer. Mutlu bir birey şimdiye odaklanır ve geçmişten ders alır. Geçmiş mutlu bir birey için ders alınması gereken bir mecradır. Ayrıca mutlu insan hayal kurar; iyi ve olumlu beklenti içinde cesur, sabırlı ve ümitlidir.Başarılı ve doğru çözüm ve güvenilir çare arayıp bulmayı ve iyimser olmayı öğrenmiştir. Her şeyin bir gün rayına gireceğine gerçekten inanır. Ağlayıp sızlamak yerine, olumlu, iyi ve sağlıklı düşünürler. Mutlu birey,kendi kendisiyle olumlu, iyi ve yararlı iç konuşma yapar. Kendi kendimizle kurduğumuz iletişim, son derece önemlidir. Mutlu olmak için olumsuz düşüncelerle ve aşırı stresle başa çıkmayı öğrenmek ve onlarla yüzleşerek başarı kazanmamız gerekir. Bu bizim elimizdedir.Hedeflerimize ulaşmak ve amaçlarımızı gerçekleştirmek için bilinçli, etkili ve yeterli çaba göstermemiz çok anlamlı ve önemlidir. Mutlu olmak kişinin aklını kullanmasını gerektirir. Mutluluk kişinin zihninde meydana gelen bir olgudur. " İnsan zihni çok güçlüdür: Yapabilir de, yıkabilir de... " Her şeye rağmen, mutlu ve huzurlu olmayı başarabiliriz! Bir kişi her koşulda mutlu olabilirken bir başkası en iyi koşullarda bile mutlu olmayı başaramaz. Bu tamamen zihinle ilgili bir durumdur. Yani mutluluk için kişi kendi zihnini kontrol etmeli ve olumlu bir bakış açısına sahip olmalıdır. Bilinç altı tarafından gerçeğe dönüştürülen olumsuz(istenmedik)ve yanlış düşünce ve inançları yüzünden; milyonlarca insan,kötü talihlerinden şikayet etmektedir. Kendi zihnimizi ve düşüncelerimizi, bilinçli farkındalıkla tam olarak kontrol edebiliriz. Kendi kendini kontrol etmeyi başaramayan kimse,başka hiçbir şeyi kontrol edemez. Bilinç altı taraf Nesne,olay ve durumlara yüklenen anlamlar, onları algılama ve yorumlama şekilleri;olumlu ve iyi yönde değiştirilebilir. Kendi kendini kontrol eden, kendine hakim olan birey mutlu olabilir.Geçmiş zamanda bir şeylere takılıp kalıyorsanız,gelecekle ilgili sürekli endişeleniyor; bugünü yakalayamıyor ve şu anı bilinçli farkındalıkla yaşayamıyorsanız,bir sorun var demektir. Sorun çözmeye tam odaklanmak ve yeterli motivasyon sağlamak için bilinçli farkındalık düzeyinizi yükseltmeyi öğrenin. Bilinç altınıza, daima yapabileceğinize ve gerçekten başarabileceğinize dair; istendik(olumlu) ve iyi mesajlar gönderin.Daha iyi, daha kaliteli, mutlu ve huzurlu yaşamak için en uygun zaman ve yer; "hemen şimdi ve burada" 'dır.

13 Ağustos 2017 Pazar

BİLİNÇ VE BİLİNÇALTI

   
     Bilinç, bireyin kendi iç dünyasının ( iç çevresinin) ve dış çevresinde olup bitenlerin farkında olmasıdır. İnsanın, kendisini ve çevresini tanıma ve bilme yeteneğidir. Bireyin, kendi psikolojik etkinliğiyle ilgili dolaysız bilgisidir.
    Bilinçaltı, bireyin farkında olmadığı olay ve durumların veya psikolojik süreçlerin; yer aldığı bilinçtir. Bilinç eşiğinin altındaki psikolojik etkinlikler bütünüdür. Kişinin istediği yer, zaman ve durumda, bilinç alanına çıkaramadığı; varlığından bile haberdar olmadığı duygu, düşünce ve anıları vardır. Bunlar yok olmaz, bilinçaltına yerleşir ve bireyi sürekli etkiler. Genellikle bilinçaltı, bilinçdışı ile aynı anlamda kullanılır. Sigmund FREUD'a göre, bilinçaltı süreçleri bireyin davranışlarını etkileyebilir.  ⟹Carl JUNG: " Siz, bilinçaltınızı bilince dönüştürene kadar; o hayatınızı yönlendirecek ve siz ona kader diyeceksiniz." demiştir. Başka bir deyişle, bilinçaltı düşünceleriniz, bilinç alanına çıkmadıkça; karşınıza kader olarak çıkacaktır.
            Bilinçaltımız, düşündüğümüz ve inandığımız her şeyi kabul eder. Çok büyük fakat tamamen bilinçsiz bir güçtür. Kontrolsüz ve bilinçsiz bir güç, güç değildir. Bilinçaltı, bireyin o anda ve orada farkında olmadığı ve sonraki yaşamında; davranışlarını  etkileyen ve yönlendiren bir kavramdır. Hastalık ve problemlerin kökeni ( nedenleri) bilinç dışındadır. İnsanı rahatsız eden ve üzülmesine neden olan , karşılaştığı nesne olay ve durumlardan çok ; onları algılama, yorumlama ve anlamlandırma şeklidir. Bilinçli ve doğru tercihlerinizle, yaşamınızı siz belirlersiniz. Davranışlarımızın belirlenmesinde, psikolojik çevrenin( iç çevre)  daha etkili olduğu tespit edilmiştir. İyileşmede, en önemli faktör; insan zihnidir.  Beyin ve düşünce gücüyle, bütün hastalıkları yenebiliriz. İyileşmeyi gerçekten isteyin ve başarılı olacağınıza gerçekten inanın. Yüksek moral gücü ve kuvvetli irade en iyi ilaçtır.  Sağlığı bilinçli olarak korumak,  ve hastalıkları önlemek (engellemek) tedavi etmekten çok daha önemli ve yararlıdır. Eklektik (seçici) tedaviyle  ve gerekli her türlü yöntem, teknik ve uygulamalarla; istediğimiz tam şifaya kavuşmamız mümkündür. Kendi kendimizi tedavi edebiliriz. Birey, kendi kendini kurtarmayı başarabilir. İnsan zihninden ne geçiriyor, ne düşünüyor ve neye inanıyorsa; mıknatıs gibi onu kendine çeker. # Andre GİDE' ye göre, kendi mutluluk ve başarısına engel olmak , akıllı bir insan özelliği değildir. Düşündürücü bir sözünde şöyle diyor: " İnsan, kendi mutluluğuna engel olma yolunda; fevkalade beceriklidir."  Acaba, insan neden kendi kendine ihanet eder? Her şey beyinde ve düşüncede başlar ve orada da biter. Beyin, buz dağına benzetilirse,  bilinç ve bilinçaltı olarak iki kısımdan oluştuğu düşünülebilir: Bilinçli beyin ve bilinçsiz beyin. Buz dağının, su altında kalan ve görünmeyen  kısmı, onun en büyük parçasıdır. İşte bu ana parça,  bilinç altına ( alt bilince)benzer. Su yüzeyinde  görünen  küçük parçası ise bilinçtir.  Bilinçaltı denilen bu muazzam güç, bilincin emrindedir. Bilinçli zihin, ne düşünür ve neye inanırsa; bilinçsiz zihin ona odaklanır. Bilinç, akıl, mantık ve özgür irade; bilinçaltını denetler ve ona hükmeder. Kendi yaşamımızın efendisi olabilir ve beynimizi tam bir bütün olarak, yüzde yüz başarıya programlayabiliriz. Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur. Beyin ve vücut arasında  olduğu gibi, biz farkında olmasak da; düşünce, duygu ve davranışlar arasında da sürekli iletişim ve etkileşim  vardır. Düşünceler, duygulara ; onlar da  davranışlara neden olur. Düşünceleriniz, duygu ve davranışlarınızı; bakış açınız, yaşamınızı belirler. Esnek, iyi ve olumlu bakış açısı ve bilinçli tercihlerimizle gerçek mutluluk ve kalıcı huzuru  yakalayabilir; zirveye çıkabilir ve orada kalabiliriz!  Bu yüzden, düşüncelerinizi tamamen bilinçli  ve dikkatli olarak seçiniz. Pozitif ve iyi bir psikoloji; sağlıklı, mutlu başarılı ve uzun bir yaşam için gereklidir. İnsan tam bir bütün olarak çalışır. Düşünce, duygu ve davranışlar; bu bütünün ayrılmaz parçalarıdır. Gelişim, değişim ve dönüşümün temeli; bilinçli farkındalıktır. Bilinçli ve farkında olmak gereklidir ama tek başına yeterli değildir. Akıl, bilinç ve özgür irade ; bilinçaltına olumlu, iyi , yararlı ve doğru emirler verebilir. İnsan hayatta kalabimek, sağlıklı ve mutlu yaşamak için akıl, mantık ve zekasını en iyi şekilde kullanmanın  önemini kavradığı ölçüde ilerlemiş ve gelişmiştir. Mutluluk ve huzur, büyük ölçüde bilinçli tercihlerin ve hayata bakış açısının sonucudur. Bilinçaltını, istendik ( olumlu) yöne ; iyi belirlenmiş  amaç ve hedefe yeniden yönlendirebilir ve başarıya programlayabiliriz. Zihin potansiyelimizin yüzde yüzünü [% 100 ] kullanabiliriz. Bilinçli yaşama sanatının ustası olabiliriz. Hayatınızı bilinçli ve anlamlı yaşayın. " Şimdi ve burada " bilinçli farkındalıkla, gerçekten  yaşamak, hem hak hem görevdir.